İYİ Parti Lideri Meral Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında, Antalya'da kız çocuğu G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.'nin cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen davada anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A.'nın tahliye edilmesini tepki gösterdi. Akşener, "Hukuka ve adalete olan güvenimizin, pamuk ipliğine bağlı hale getirildiği bir dönemde bu korkunç suçun faillerinin aramızda geziyor olması, kabul edilemez. Çocuklarımız çizerek anlatmışlar, anlaması gereken vicdansızlar anlayamamış. Buradan, başta Adalet Bakanı olmak üzere iktidarı uyarıyorum; milletin adalet duygusu ve vicdanıyla sakın oynamayın. Empati yoksunu yargı kararlarıyla, milletimizi tahrik etmeyin. Her bir çocuğumuz gibi, bu iki yavrumuz da bize Allah'ın emanetidir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Açılan HSK soruşturması, doğru yönde atılmış bir adımdır. Ancak, toplum vicdanını rahatlatmak ve adaletin tecelli etmesi için süratle devamı gerekir. Süreci yakından takip edeceğiz. Her ne pahasına olursa olsun, emanetlerimize sahip çıkacağız" dedi.
'SORULAR NEDEN ZOR?'
Akşener, öğrencilerin geçen hafta Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda ter döktüğünü belirterek, "Milli Eğitim Bakanı'na sormak istiyorum; Siz bu öğrencilere, neden böyle gıcık oluyorsunuz? 1,5 yıldır, kesintiler ve zorluklarla eğitimlerine devam etmeye çalışan, 2 milyon 600 bin gencimizin önüne getirilen sınavın bu kadar zor, soru formlarının da bu kadar farklı olmasının sebebi nedir? Bu çocuklar, size ne kötülük yaptı kardeşim?" diye konuştu.
KANAL İSTANBUL PROJESİ
Akşener, kamuoyu araştırmalarına göre, milletin büyük çoğunluğunun Kanal İstanbul Projesi'ne karşı olduğunu söyleyerek, "Ayrıca, Kanal İstanbul için ayrı bir referandum yapılmamış ve halkın onayı da alınmamış. Mevcut ekonomik değerlendirmeler Türkiye'nin, işsizlik, enflasyon ve kişi başına düşen milli gelir gibi parametrelerde, kendi sınıfındaki ülkeler arasında en kötü performansı gösterdiğini söylüyor. Peki Kanal İstanbul Projesi, halihazırda çalışan ve değer üreten firmaları ayakta tutmayı veya milletimizin refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyor mu? Hayır. Projenin, bölgede arsa kapatanlar ile malum müteahhitler dışında milletimizin refahına ve insani gelişmişlik düzeyine, yapacağı bir katkı var mı? Yok. Bu vesileyle buradan sizlerin aracılığıyla, Kanal İstanbul için avuç ovuşturan, projeye dahil olmak isteyen, yerli ve yabancı bütün finans kuruluşlarını ve müteahhitlik firmalarını bir kez daha uyarıyorum. Bütün bu veriler ışığında, bu 'tiksindirici borcu', milletimizden değil, bizzat Recep Tayyip Erdoğan'dan isteyeceksiniz" ifadesini kullandı.
'BOLLUK' VE 'BEREKET' ANLAMINA GELİYOR'
Akşener, Türkiye'ye huzur getirmeye, yolsuzluğu, haksızlığı, bu topraklardan silmeye yemin ettiklerini söyledi. "Yolsuzluğu nasıl bitireceğimizi, hak ve adaleti nasıl sağlayacağımızı açıklıyoruz" diyerek partisi tarafından hazırlanan Artagan projesini tanıtan Akşener, şöyle konuştu:
"Artagan, çok özel bir isim. Öz Türkçe'de, 'bolluk ve bereket' anlamına geliyor ve adı gibi memleketimizi, bolluk ve berekete kavuşturma yolunda, çok önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. Sorunu nasıl tanımlarsak tanımlayalım, Artagan nihai çözümü ortaya koyuyor. Artagan'ın sağlayacağı kazançlar, emsalsiz bir bereketin kapılarını aralıyor. Şimdiye dek hiç yaşamadığımız bir para bolluğuna sahip olacağız. Mevduat açığı sebebiyle, yurt dışından borç bulmaya çalışan bankacılık sistemimiz, mevduat fazlası veren ve büyümenin fitilini ateşleyecek kurumlara dönüşecek. Kredi faizleri, yakın tarihimizin en düşük seviyelerine gerileyecek. Üretim artacak, tüketim geniş kitlelere yayılacak. Kaynak yetersizliği sebebiyle, gerçekleştiremediğimiz tüm atılımlar için ihtiyacımız olan finansmana sahip olacağız. Artagan, devletimizin bütçesine, 300 milyar liranın üzerinde bir kaynak sağlarken, finansal sistemimize de 500 milyar liranın üzerinde ek mevduat sağlayacak. Artagan kesinlikle bir mucize, reçete değil. Artagan, değeri 2 trilyon lirayı aşan bir büyük sorunu çözüyor."
DHA