BİZE ULAŞIN
Partisi tarafından Bursa'nın Keles İlçesi'nde düzenlenen 11. Kocayayla Türkmen Şöleni'ne katılan Devlet Bahçeli, Avrupa Birliği ve son günlerdeki hükümet tartışmaları konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Binlerce partilinin, "Başbakan Devlet" sloganları arasında kürsüye gelen Devlet Bahçeli, Türkiye'nin ekonomik kriz ortamından Allah'ın izni ve milletin sabrı ve desteği ile çıkmanın arifesinde olduğunu belirterek, "Bazılarının haksız ve acımasız eleştirilerine, çarpık yaklaşımlarına rağmen bu hükümet büyük işler başarmıştır. Türkiye'nin geleceği açısından önemli mesafeler kaydetmiştir. Bütün milletimizin takdir ettiği üzere, hükümetteki istikrar ve çalışma azmi parlamento atmosferine yansıtılmıştır. Bunun içindir ki yılların birikimi sorunların, kötü ekonomi yönetimlerinin üst üste getirdiği ekonomik kriz ortamından Allah'ın izni, ve milletin büyük sabrı ve desteğiyle tam olarak çıkmanın arifesindeyiz. Makro ekonomik göstergeler, günlük çalkantılara rağmen ülkemizin ekonomik sarsıntıyı atlatmakta olduğunu, yakın gelecekte piyasaların canlanacağını ortaya koymaktadır" dedi.
Son 11 yılda 11 hükümetin denendiğini, siyasi yapılanmada uzun ömürlü ve uyumlu tek icraat hükümetinin 57. Hükümet olduğunu öne süren Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir hükümet etme anlayışı içinde MHP'nin rolünü kimse inkar edemez, etse de bir yere varamaz. Bazı art niyetli çevrelerin ısrarla üzerinde durduğu MHP'siz koalisyon formüllerinin önü açıktır. MHP mensupları koltuk sevdalıları değil, bu ülkenin sevdalılarıdır. Bilinmelidir, ki MHP iktidar ortağı olma sorumluluğunu taşıdığı müddetçe hiç kimse Türkiye'nin önünü tıkamaya, yarınlarını ipotek altına almaya muktedir olamayacaktır."
Bahçeli, Avrupa Birliği konusunda ise ortağı Mesut Yılmaz'a yüklenerek, MHP'nin seslendirdiği görüşlere karşı son derece yakışıksız sözlerle cevap verme girişiminin sağduyulu vatandaşlar tarafından kabul görmediğini savundu.
Bahçeli şunları söyledi:
"Bugün artık çok daha fazla netleşmeye, kamuoyu tarafından bilinmeye başlayan gerçekler, Türkiye'nin hassasiyetlerinin AB yönetimince yeterince dikkate alınmadığını göstermektedir. Ancak bundan daha vahim olanı, böyle bir ilişki biçimine en fazla katkının ülkemizde Avrupa Birliği şampiyonluğunu kimseye bırakmayanlardan gelmesidir. Bu çevreler, hepimizin de malumları olduğu üzere Türkiye'nin Kopenhag kriterleri başlığını taşımakla birlikte, terör örgütünün yıllardan beri her kongresinde karar haline getirdiği isteklerle örtüşen taleplerin yerine getirilmesini, üyeliğin olmazsa olmazı olarak değerlendirip dayatmaktan geri durmamaktadırlar."
Avrupa Birliği'ne tam üyeliğin ancak 2010 yılından sonra mümkün olabileceğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Kıbrıs konusunda da AB yönetiminin adil davranmadığını belirterek, "Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tek taraflı olarak Avrupa Birliği'ne alınabileceğine dair beyanatlar da bizim açımızdan hiçbir şekilde kabul görmeyecektir. Gerek uluslararası hukuk ve anlaşmalar gerekse bunların ülkemize tanıdığı hak ve yükümlülükler zaten böyle bir emrivakiyi hukuk dışı, dolayısıyla kabullenilemez kılmaktadır. Avrupa Birliği yönetimi böyle bir vahim yanlışı asla yapmamalıdır. Kıbrıs da gayri adil, gayri hukuki ve tehlikeli bir oyuna basamak teşkil etmemelidir. Kıbrıs davası milletimiz için hep milli bir dava olmuştur ve olmaya devam edecektir. Bunun için Kıbrıs'ta oldu bittiye ve haksızlığa müsaade etmemiz hiçbir zaman söz konusu olmayacaktır" diye konuştu
Bahçeli, konuşmasının son bölümünde global değerler karşısında milli kimlik ve hedeflerin korunması gerektiğini kaydederek, "Öncelikle ayakta kalabilmek, gelişen ve değişen dünya dengeleri içerisinde var olabilmek, ancak küresel dinamikler ile milli kimlik ve hedeflerimiz arasında uyumu gözetmekle mümkündür. Böyle bir zorlu dünyada millet ve devlet olarak onurlu ve güçlü bir yere sahip olmamız güçlü, kararlı bir azim ve iradenin varlığına bağlıdır. Ülkemizin tasavvur ettiğimiz ve gerçekleştirmek için yoğun çaba harcadığımız büyük geleceğini kurabilmek için bizlere önemli görevler düşmektedir. Bugün içinde yaşadığımız sıkıntılardan yola çıkarak ümitsizliğe ve yılgınlığa kapılmanın hiçbir anlamı yoktur. Hiç kimsenin hele ülke yönetme sorumluluğunu taşıyan ve buna talip olanların ise umutsuzluğu körükleme ve bunlardan yola çıkarak rant elde etme gibi düşüncelere kapılmalarından daha büyük yanlış olamaz" dedi.
Bahçeli'nin konuşmasının ardından partililer, "Öcalan'ı asın" sloganları attılar. Marmara'nın dört bir yanından gelen 10 binin üzerinde partiliyle kucaklaşan Devlet Bahçeli, daha sonra yörük çadırlarını gezip, sohbet etti.
Kaynak: İHA
