MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi önce ülkem ve milletim; sonra partim ve ben ilkesinden taviz vermeyecek, bilhassa 7 Haziran'dan itibaren ortaya koyduğu, 46 yıllık şerefli geçmişiyle ters düşmeyen kırmızı çizgilerini çiğnemeyecektir" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun koalisyon hükümeti kurulması kapsamında yapmış olduğu ziyaret sonrasında EtikHaber haber sitesine açıklamada bulundu. Bahçeli, 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimleri hiçbir partiye tek başına iktidar olma imkan ve fırsatı vermediğini hatırlatarak, "Bu demokratik sonuç her parti açısından bağlayıcı bir nitelik arz etmiştir. Tezahür eden milli irade fikren ve zihnen esasta bir farklılığı bulunmayan, uyum ve anlaşma zorluğu çekmeyeceği malum olan partilere ciddi düzeyde sorumluluk yüklemiştir. Türkiye'nin ağırlaşan gündem ve gelişmeleri birbirini tamamlayacak, birbiriyle çelişkiye düşmeyecek partilerin bir koalisyon hükümetinde buluşmalarını gerektirmiştir" ifadesini kullandı.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimlerinde en çok oyu alarak TBMM'de 258 milletvekiliyle temsil edilme hak ve yetkisini kazandığını vurgulayan Bahçeli şunları dedi:
"Bu nedenle AKP'nin Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından anayasal çerçevede 9 Temmuz'da koalisyon hükümetini kurmakla görevlendirilmiştir. Sayın Davutoğlu ve beraberindeki heyet hafta başında çalışmalarına başlamış ve öncelikle CHP'yle temas kurmuş, sonuç itibariyle 1 saat 40 dakikalık bir görüşme gerçekleştirmiştir. Arkasından planlanan görüşme serisi Milliyetçi Hareket Partisiyle devam etmiştir.
Nitekim Sayın Davutoğlu ve yakın çalışma arkadaşları 14 Temmuz 2015 saat 13'de TBMM'de MHP Grup odasında partimizi ziyaret ederek koalisyon hükümeti kurulması konusundaki düşünce ve yaklaşımlarını paylaşmışlardır."
"TÜRKİYE'NİN HÜKÜMETSİZ KALMAMASI İKİ PARTİNİN ORTAK BEKLENTİ VE İSTEĞİDİR”
"Karşılıklı nezaket ve iyi niyet temelinde yapılan bu görüşme yararlı, dostane ve samimi bir ortamda tecelli etmiştir" diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"İki partinin ülkemizin öncelikli ve can alıcı meselelerine bakışı ayrı ayrı ele alınmış ve görüşülmüştür. Türkiye'nin hükümetsiz kalmaması iki partinin ortak beklenti ve isteğidir. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi'nin 7 Haziran akşamından itibaren tayin ve tespit ettiği siyasi tutumunda bir değişiklik olmadığı muhataplarına açık ve dürüst bir üslupla iletilmiştir.
Türk milletinin partimize şimdilik ana muhalefet görevini layık gördüğü tartışma götürmez bir gerçektir. Bu itibarla koalisyon seçeneklerinin TBMM'de grubu bulunan diğer üç parti arasında aranması bugünkü ortamda en makul ve doğru olanıdır. AKP'nin muhtemel bir koalisyon hükümetinin yapıcı ve kurucu ortağı olarak aziz milletimizin verdiği mesajı isabetle okuyup anlamlandırması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Özellikle çözülme sürecinin devam ve temini konusunda siyasi taahhüt ve güvence veren, bu hususta titizlikle hassasiyet gösteren partilerin muhtemel bir koalisyon ortaklığında yer almaları başlıca çıkar yoldur. Türk milleti her türlü risk ve tehlikesine rağmen ısrarla sürdürülen, inatla savunulan çözülme sürecinin amaç, kapsam ve uygulamasını net olarak görmek ve bilmek istemektedir.
Bunu da en iyi icra ve ifa edecek olanlar sürecin ana aktör ve sempatizanı olan partilerdir. Bir koalisyon hükümetinde bulunması gereken uzun ömürlülük, uyum, istikrar ve mutabakat ancak bu şartlar altında vuku bulacaktır.
AKP'nin en uygun koalisyon partneri hiç kuşkusuz HDP'dir. Bu iki partinin toplam milletvekili sayısı 338 olup süreçle ilgili hedef ve politikaları hayata geçirmek için yeterlidir. Şayet daha geniş tabanlı bir koalisyon kurulması arzulanıyorsa; AKP ile CHP hükümetinin önünde ilkesel zeminde herhangi bir engel ve zorlayıcı hal bulunmamaktadır.
AKP-CHP ortaklığının toplam oy oranı yüzde 65,82; milletvekili sayısı ise 390 olup, bu kapsamda Türkiye'nin acil ve bekleyen sorunlarının çözülmesi imkan dahilindedir. Türkiye'nin bugünkü şartlarında AKP ile CHP'nin bir koalisyon hükümeti kurması daha fazla vakit kaybetmeksizin sağlanmalıdır.
Bu da yeterli görülmüyorsa; tesis edilecek ortaklığa HDP'de ilave edilmeli, toplamda yüzde 78,94 oy oranı ve 470 milletvekili sayısıyla üç partili bir koalisyon hükümeti derhal inşa edilmelidir. Böylelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran öncesinde meydanlardan dillendirdiği ve talep ettiği 400 milletvekili aşılmış ve gerçekleşmiş olacaktır."
"KOALİSYON HÜKÜMETİNİN KURULMASI RUHEN VE AHLAKEN UYAN PARTİLER ARASINDA SAĞLANMALIDIR”
Bahçeli açıklamasını şöyle sürdürdü:
"AKP-MHP arasında "savaş koalisyonu” kurulacak diyerek yaygara koparıp gürültü kirliliğine yol açan çürük ve çeyrek gazeteci ve yazarların sözde "barış ve çözüm koalisyonuna” destek vermeleri de eşyanın tabiatına uygundur. Milliyetçi Hareket Partisi'ni kin ve husumet kuşatması altına almak için ellerini ovuşturan, siyasi ve ideolojik yığınak yapanlar unutmasınlar ki, AKP-CHP veya HDP takviyeli bir koalisyon kurulması önünde engelleyici, köstekleyici, sekteye uğratıcı herhangi bir bariyer olmayacaktır.
Bölgesel ve küresel gelişmelerin aleyhimize döndüğü bir zemin ve zaman aralığında gecikmeksizin bir koalisyon hükümetinin kurulması birbirine ruhen ve ahlaken uyan partiler arasında sağlanmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi bu kapsamda hem AKP'ye hem de diğerlerine başarılar dilemektedir.
Partimiz bundan sonraki aşamalarda ülke çıkarına olmak kaydıyla, her türlü diyalog ve görüşmeden elbette kaçınmayacaktır. Şu da çok iyi anlaşılmalıdır ki, Milliyetçi Hareket Partisi iktidardan uzak durmak için yapay ve boş bahanelere sığınacak kadar hazırlıksız ve korkak değildir.
Türk milleti partimize en az 276 milletvekili vermek yerine 80 milletvekilini uygun görmüş ve ana muhalefetle yetkilendirmiştir. Biz bunun şuurundayız.
Son tahlilde partimizi ziyaret ederek açık yüreklilikle değerlendirmelerde bulunan, görüşlerini açıklayan AKP Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu'na teşekkür ediyorum.
Unutulmasın ki, Milliyetçi Hareket Partisi önce ülkem ve milletim; sonra partim ve ben ilkesinden taviz vermeyecek, bilhassa 7 Haziran'dan itibaren ortaya koyduğu, 46 yıllık şerefli geçmişiyle ters düşmeyen kırmızı çizgilerini çiğnemeyecektir." (İHA)