KADIN

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mynet Soran Anne Platformu

1 Bebeğinizin cinsiyeti nedir?
2 Bebeğinizin yaşını belirtir misiniz?
3 Sizlere hangi konuda yardımcı olmamızı istersiniz?
4 Öğrenmek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Aşk delirmekti…

    Panik atağa minnettarım şimdi...

    Onu öldürememenin verdiği kızgınlıkla, Beşiktaş’taki eski apartmandan çıktım ve kalakaldım. Yapayalnızdım, korkudan titriyordum, daha beteri kımıldayamıyordum…

    Galiba bayılacaktım, nefesim kesilecek gibiydi…Korka korka çantamı açtım, telefonumu çıkardım ve kardeşimi aradım. Beni kurtarmasını istedim, değil eve gidebilmek, adım atamıyordum. Beşiktaş’a iskeleye yürüyebilsem, vapura binebilsem, eve gidebilecektim ama korkuyordum. Neden korktuğumu da bilmiyordum. Zihnime söz geçiremiyordum. Titreye titreye olduğum yerde Gamze’yi bekledim.

    O gün benim yaşamım değişti. Artık evden çıkamaz olmuştum, işin kötüsü evde yalnız da kalamıyordum. Kalabalığa karışamıyordum, kapalı yerlerde duramıyordum, trafikte sinir krizi geçiriyordum, hastanelere uzak olan hiçbir yere gitmiyordum. Önce panik atak teşhisi koyuldu, ilaç verildi, sonra tansiyon ilacı buna eklendi. Yaşamım hastanelerde, acil servislerde geçmeye başlamıştı. Elbette çalışamıyordum, para kazanamıyordum ve hiç kimseyle görüşemiyordum. Kendimden o kadar uzaklaşmıştım ki, kim olduğumu bile artık bilemiyordum.

    Bugün eski sevgilimin beni kovmasıyla başlayan, giderek içimdeki karanlığa yuvarlandığım günlere şükrediyorum. Kendimden yeni bir kadın yarattım. Üstelik o kadar kolay oldu ki… Her şeyin bu kadar basit olabileceğini düşünmemiştim. Şifalanmaya niyet etmiştim ama nasıl olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu…Eve nasıl geldiğini bile hatırlamadığım bir kitabı okumaya başladım, kahramanın durumu da benimki gibi feciydi ama yaşamını değiştirmişti. Kitapta anlatılanlar kurgu muydu, gerçek miydi, farkında bile değildim. Yaşam koçu tanımını sanırım o zaman duydum, kitabın sonunda, bir web adresi vardı. Paralıydı, çeşitli video bültenler yayınlanıyordu.

    Esra ve Aykut Ogut, kendime giden yolda, bana ilk kapıyı açtılar. “Her şeyin sorumlusu sizsiniz” diyorlardı. Hastalıklarımın, korkularımın, fakirliğimin, yalnızlığımın, kaybettiklerimin sorumlusu bendim. Bu kabulle ilk olarak sağlığımı kazanmaya çalıştım. Esra’nın meditasyon videoları ile kendimi yeniden keşfetmeye başladım. Onları dinledikçe, içine düştüğüm karanlıkta bir ışık yanıyordu. Ama yetmiyordu. Yüz yüze çalışmak istiyordum ama param yoktu.

    Ancak hayatın bana yardım edeceğinden o kadar emindim ki artık…Çok kısa bir süre sonra facebookta bir ilan gördüm, evime çok yakın olan bir yaşam koçu çalışmak üzere bir danışan arıyordu, bu kişi nasıl çalışıldığını ve hissettiklerini anlatacaktı. İstediği gibi yazabilecekti, kimse ona karışmayacaktı. Yazılacak bu yazıların ne olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Hakan Arabacıoğlu ile böyle tanıştım, sonrası nasıl bu noktaya geldi bilmiyorum, panik atak bitti, tansiyon ilacı gitti, kendi şirketimi kurdum, hayatın her anından keyif alan bambaşka bir kadın oldum. Sadece kalbimin sesini dinliyorum, onun götürdüğü her yerde çok mutluyum. Egomla son derece barışık haldeyiz.

    Bu yolculukta, bana eşlik eden o kadar çok kişi oldu ki, yeni “kolaylaştırıcı” insanlarla, her gün biraz daha kendime doğru yürüdüm. Artık sadece izleri, işaretleri takip ederek, yolumu buluyorum ve gönlümden ne geçerse, o tarafa doğru hayatın çağırdığını farkediyorum.

    Hakan’la yaptığım yolculuğu, düzenli olarak yazdım . Benimle aynı durumda olan çok sayıda insanla buluştum, onlarla birlikte farkettik bir çok şeyi…Benimle birlikte aynı “ödev”leri yapıp, hayatını değiştiren çok kişi oldu.

    İnsanın yaşamını değiştirmesinin, kendini farketmesinin, ne kadar kolay olduğunu size hatırlatmak istiyorum. İlaç almanızı istemiyorum. Ne kadar değerli ve güçlü olduğumuzu her an hatırlayalım istiyorum. Beğenilmeye, onaylanmaya, takdire, teşekküre, bir erkeğe, bir kadına, ciddiyete, korunmaya, evlenmeye, bağlanmaya, zenginliğe, kariyere, bugüne kadar öğrendiğimiz hiçbir şeye ihtiyacımız olmadığını birlikte görelim.

    Hepimiz ayrı ayrı o kadar kıymetliyiz ki, aynı zamanda da hepimiz o kadar aynıyız ki… Bunu gördüğümüz anda, iyi, kötü, doğru, yanlış, çirkin, güzel tüm ayrımlar kalkıyor. İçimizde, her şeyden biraz var. Sadece sınırsız ve sonsuz bir ruhumuz olduğunu unutmayalım, yeterli.

    Siz de panik atakla ilgili tecrübelerinizi paylaşmak, soru sormak isterseniz, bana yazın. Sorularınızı yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu ile yanıtlayabiliriz.

    Sevgimle,
    Ayşegül

    Ayşegülün Yolculuğu'na ait diğer yazıları okumak için tıklayın!

    Vitrin


    En Çok Aranan Haberler