Boşanmış bir ailenin çocuğu olmak birçok konuda geçekten berbat olabiliyor. Buna zamanla alışıyorsun fakat bence yine de kötü.
İki ev arasında gidip gelmekten bitiyorsun. Oyuncak, kitap ve kıyafetlerine bakıyorsun ve aniden, herhangi bir zamanda, bir fark ediyorsun ki yarısı kayıp. Bir yatakta uyumaya başlıyorsun ve birden – BAM – başka bir yatakta uyanmışsın.
Çocuklar güçlükleri güzelce aşabiliyorlar. Belki de biz sersem yetişkinlerden daha fazla hak ediyorlar.
Bununla beraber, üç çocuğumun hayatlarında, boşanarak oluşmasına yardım ettiğim, büyüdükleri bu dünyayı düşündüm geçen gün. Bu, aşırı ilerici, eşitlikçi, modern ve eğlenceli olan adamın, benim bile geldiğini asla görmediğim bir fırtınaydı.
Gördüğünüz gibi, garip belki ama boşanmak, geçtiğimiz milyonlarca yıldır çocukların maruz kaldığı tüm o eski, çirkin cinsiyet rollerini tamamen yıktı.
Masal, 7 yaşında ve Hakan’ım ve Cem’im, sırasıyla 5 ve 2 yaşlarında, anne veya babanın ne yapması gerektiği veya nasıl olması gerektiği gibi en örümcek kafalı düşünceye sahip değiller.
**Neden? Çünkü boşanma onların akıllarının bu boş zırvalarla dolmasını önledi!
“GARİP BELKİ AMA BOŞANMAK, GEÇTİĞİMİZ MİLYONLARCA YILDIR ÇOCUKLARIN MARUZ KALDIĞI TÜM O ESKİ, ÇİRKİN CİNSİYET ROLLERİNİ TAMAMEN YIKTI.”**
Onların annesi ve ben, her zaman hem anne, hem babayız. Boşanma bizi bu hale getirdi.Biz eski usullere göre görevleri tanımlamadık. Alınacak ve yapılacak roller yoktur. Çocuklarımızla beraberken her şeyi yaparız. Onlar gittiğinde sonumuzun ne olacağına dair hazırlık yapmaya devam ederiz. Hatta bazılarında mola vermenin iyi geleceği zamanlar vardır. (aklıma gelmişken böyle zamanlar oldukça fazladır.)
Fakat işte buradayız.
Anne.
Ve Baba.
Çocukların hayatında rollerimizde çok bir farklılık olmaması haricinde. Ve birden bunu fark ettiğimde, boşanmanın, bizim ayrı evlerimize ve müşterek hayatlarımıza bu beklenmeyen yararını anladım.
Bir düşünün: tüm çocuklarım ebeveynlerinin ikisinin de her zaman aynı şeyleri yaptıklarını bilirler. Anne ve baba ikisi de bebek bezi değiştirir. İkisi de kahvaltıyı, öğle yemeğini ve akşam yemeklerini hazırlarlar.
İkisi de top oynar, insanları aç ve sinirli olduğunda odalarına yollar, canları bira çeker ve ufak insanlar onlardan dondurma istemezken Netflix izlemek isterler.
“TÜM ÇOCUKLARIM EBEVEYNLERİNİN İKİSİNİN DE HER ZAMAN AYNI ŞEYLERİ YAPTIKLARINI BİLİRLER. ANNE VE BABA İKİSİ DE BEBEK BEZİ DEĞİŞTİRİR. İKİSİ DE KAHVALTIYI, ÖĞLE YEMEĞİNİ VE AKŞAM YEMEKLERİNİ HAZIRLARLAR.”
İnsanların cilt renklerinin muhteşem eşsizliğine kadar her şeyden samimi konuşacak olursak bebek kardeşinizin çıplak poposunu neden ısırmıyorsunuz? Anne yapar bunları. Baba da yapar.
Anne arabayla bizi gezdirir. Baba da yapar.
Baba ekmek teknesini ayakta tutmak için para kazanmak için çok çalışır. Anne de yapar.
Bunları yazmak bana komik geliyor. Kendi evimizde bu tarz cinsiyet rollerinin olmadığını bilmek beni gerçekten mutlu ediyor.
Çünkü bu “Anneler bunu yapar, babalar ise şunu” tarzında şeylere maruz kalmadan büyürlerse, bu alıp başını gitmiş cinsiyetçi düşüncelerden uzak güzel bir şekilde büyürler.
Bana sorarsanız, bu bize hayal dahi edemediğimiz paha biçilemez bir hediyedir. Boşanma bu şekilde hediyeler her zaman sunmaz. (Ayrılık dahil olan herkes için en iyi karar bile olsa.)
“BEN ESAS OLARAK ONLARIN RENK, IRK VEYA CİNSELLİĞİN UMURSANMADIĞI BİR DÜNYADA YAŞAMALARINI İSTİYORUM.”
Çocuklar, bugünlerde erkeklerin yapabildiği her şeyi kızların yapabildiğini veya başarabildiğini anlayan bir şekilde büyütülüyorlar. Veya tam tersi. Bizler küçük bir sosyal devrimin tam ortasındayız, yani bu önemli hareketin canlı şahidi olmak ve bu akımın bilincinde olmak, benim gibi bir baba için heyecan verici ve neşeli bir şey.
Masal, Cem ve Hakan'ı istediğim kadar nazik ve şefkatli insanlar olarak yetiştiremedim. Her biri için kocaman mutluluklar istiyorum ve bu mutluluğun kalplerinden gelmesini istiyorum. Umarım her biri kendilerinin planladığı ve benim desteklediğim yolu takip ederler veya bu yol onları güvenli ve rahat yerlere götürür. Ben esas olarak onların renk, ırk veya cinselliğin umursanmadığı bir dünyada yaşamalarını istiyorum.
Her çocuk bir anneyi hak eder. Her çocuk bir babayı da hak eder. Boşanma bu ince farklılıkların aslında nasıl olabileceği hakkında benim gözlerimi açtı. Gördüğünüz gibi, iki ebeveyn de çocuklarını sahip oldukları her şeyle, yaşadıkları her anda severlerse, sümüğünü kimin üstüne sildiğinin veya akşam TV için rahat vermediğinin veya gece tıkınmasının bir önemi kalmıyor.
Anne. Baba. İki anne. İki baba. Bir baba. Anne yok. Baba yok. Üç anne.
Gerçekten hiçbir önemi yok. Eğer bir çocuk sevildiğini hissederse, başka şeyleri çok da düşünmezler. Bunun gibi, ayrılığın eski izleri kaybolmaya başlar.
Boşanma mı, peh..
Kim bilirdi ki?
Anne ve babası boşanmış çocuk neler yaşar?