Kaza, 14 Aralık 2022'de Çatalağzı beldesi Trafo Caddesi'nde meydana geldi. Fikret Bayrak'ın kullandığı 67 AT 873 plakalı midibüs, kontrolden çıkarak şarampole yuvarlandı. Kazada Büşra Akın hayatını kaybetti, sürücü ile 18 öğrenci yaralandı. Kalp krizi de geçiren sürücü Bayrak, tedavisinin ardından taburcu oldu. Gözaltına alınan Bayrak ile araç sahibi Ramazan Atmaca, tutuklandıktan bir süre sonra serbest bırakıldı. Fikret Bayrak, Ramazan Atmaca ve babası Müslüm Atmaca hakkında 'taksirle bir kişinin ölümüne ve birden çok kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 15 yıla kadar hapis istemi ile dava açıldı. Yapılan itirazlar üzerine Bayrak ve Ramazan Atmaca daha sonra tekrar tutuklansa da itiraz üzerine tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Fikret Bayrak, Ramazan Atmaca ile babası Müslüm Atmaca ve kazada yaralanan öğrencilerin bir kısmı ile aileleri ve avukatlar katıldı. Savunmasına Büşra Akın için rahmet dileyerek başlayan Bayrak, “Kaza yani istek dışı olan bir şey bu. O gün talebeleri aldım, aşağıya iniyordum sonrasını hatırlamıyorum. Kalp krizinden kendimden geçmişim. Eşimden duyduğuma göre direksiyonun üzerine düşmüşüm sonrasını hatırlamıyorum.” dedi.
Yaşının servis şoförlüğü için geçtiği, SRC belgesinin bulunmadığı kaza tarihinde ehliyetinin süresi dolduğu, araçta eksikler bulunduğu ve kaza günü aracına başka servisin öğrencilerini aldığı sorulan Bayrak, çalışmaya başladığında evraklarının tam olduğunu ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kontrol edilerek onaylandığını söyledi. Aracın muayenesinin bittiğini şirket sahibi Ramazan Atmaca’ya anlattığını ifade eden Fikret Bayrak, “Yaşımın servis şoförlüğü yapmak için uygun olmadığını bilmiyordum. Sadece şoförlük yapıyorum, bakımlarıyla ilgilenmiyordum. Aracın muayenesinin bittiğini biliyordum. Bunu Ramazan’a söyledim. Ramazan bana ‘sorun değil ceza yersen öderiz 1 hafta sonra yaptırırız muayenesini’ dedi. Ben de aracın muayenesinin olmamasına bilinçsiz kalarak sürmeye devam ettim. Emniyet kemerlerinden bazıları eski tipti, bırakıldığında kapanmıyordu. Ancak araçta eksik kemer yoktu. Normalde servisimizde olan öğrencileri öğretmenler imza ile aracıma veriyordu. Sonradan gelen öğrencileri öğretmenlerin bilgisi dahilinde aracıma aldım” diye konuştu. Bayrak’ın avukatı ise tedavi kayıtlarının istenmesini talep ederek müvekkilinin 2 hafta içinde 3 kalp krizini geçirdiğini söyledi.
Oğlu Ramazan Atmaca’ya ait servis aracının zaman zaman bakımını yaptığı öne sürülen Müslüm Atmaca, “Ben emekliyim, önceden servis şoförlüğü yapmıştım. Ara sıra oğlumun şirketine gider gelirdim. Aracın mekanik tamirini yapmıyordum. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ölene rahmet ailelerine başsağlığı diliyorum. Fikret Bayrak önceki sene de servisi sürmüştü. Olay senesi de Fikret’i arayarak serviste çalışma önerisinde bulundum.” ifadelerini kullandı
Aracın işleteni olduğu için muayene yapılmadığı, şoförün yaşının tutmaması, ehliyet süresinin dolmasından ve eksikler bulunduğu iddiasından dolayı sorumlu tutularak cezalandırılması istenen Ramazan Atmaca, araçtaki emniyet kemerlerinin tam olduğunu gerekli kontrollerin de muayene istasyonunda yapıldığını söyledi. Kış lastikleri olmadığı için aracın muayeneden geçmediğini söyleyen Atmaca, “Kazadan 20 gün önce muayeneye götürmüştüm. Kış lastiği olmadığı ve sol kısa farın düzgün yanmadığından dolayı muayeneden aracı geçirmediler. Ayın 16’sına ben yeniden muayene günü almıştım. Eksikleri gidermiştim. Kaza ayın 14’ünde oldu. İlk muayene ile muayene tekrarı arasında araç kullanılabilir. Muayenesiz olduğu anlamına gelmez.” dedi.
Sürücü Fikret Bayrak’ın ehliyetinin süresi dolması, belge ve yaşında sorun bulunduğu hatırlatılan Atmaca, pandemi nedeniyle yaşların 2 yaş artırıldığını belirterek, “Fikret abi geçen sene de bizimle çalışıyordu. Milli Eğitim bizden evrakları istiyor ve kontrol etmeden onay vermiyor. İşe başladığı tarihte, evrakta sorun yoktu. Yine şoförün SRC belgesinin olmadığı belirtilse de işe başladığında vardı ve süresi geçmemişti. Milli Eğitim eksik görmediği için taşıma ruhsatı verdi. Sürücü yaş sınırının 2 yıl daha uzatıldığını bize Milli Eğitim Müdürü ve yardımcısı söyledi. Ben onlardan teyit alınca Fikret abinin çalışmasında beis görmedim. Benim aracın emniyet kemerleri sağlamdı. Yapılan bilirkişi incelemesinde emniyet kemerlerinde eksik tespit edilmedi. Ben aracın tüm alt bakımlarını yetkili servisinde yaptırdım. Aracın yürür aksamından kaynaklanan bir kaza meydana gelmemiştir. Dikkatsiz ve özensiz davrandığımı düşünmüyorum.” diye konuştu.
Sanık savunmalarının ardından öğrenci ve ailelerin ifadelerine geçildi. Kazadan yaralı kurtulan lise öğrencisi Hümeyra K. sanıklardan şikayetçi olarak, “Sarsıldığımı hatırlıyorum. Daha sonra Fikret Abi’ye ne oluyor diye sordum. O bana cevap vermedi. Fikret abi normal şekilde arabayı kullanıyordu. Kendinde olup olmadığını görmedim. Takırtı sesinden sonra ellerinin bayılmış gibi dizine düştüğünü gördüm. Daha önce Müslüm Atmaca’nın aracı kullandığını gördüm. Müslüm kullandığında farklı yollardan gidiyorduk. Sebebini sorduğumda çevirmeye girmemek için olduğunu söyledi. Polis çevirmesine denk geldiğimizde 'tüh yakalandık ne yapacağız şimdi' gibi şeyler söylüyordu. Fikret aracı kullanırken silecekler çalışmıyordu. El beziyle siliyordu. Emniyet kemerleri çekmeli değildi. Uzun ve yerde sürünüyordu. Tavanından su akıyordu.” diye konuştu.
Kızı Büşra Akın’ı kazada kaybeden anne Oya Akın’ın ifadesi sırasında, sanık Ramazan Atmaca’nın gülümsediğini iddia ederek tepki gösterdi. Kürsüden uzaklaştırılan Oya Akın, "Kızım koltuktan fırladı madem o kadar sağlamdı da neden koltuktan fırlayıp öldü?” dedi. Duruşma düzeni bozulduğu için bu olaydan sonra oturuma ara verildi.
Büşra Akın’ın babası Yücel Akın mahkemeye verdiği 12 sayfalık yazılı savunma ile kazaya sebep olan olayları yazdığını belirterek, "Kızımdan duyduğum kadarıyla koltuklarının bozuk olduğunu, klimasının çalışmadığını biliyordum. Olay yerine gittiğimde kızımın bulunduğu yerde koltuk ve sırt çantası da aracın dışında kızımın yanındaydı. Bu tür araçlar niye denetlenmiyor? Kızım maalesef kaza olarak değil cinayete kurban gitti. Benim ölen yavrum 14 yaşındaydı. Hayatının baharındaydı. Koparılmasının 244 bin lira cezası olan kum zambağı kadar kıymeti olduğunu düşünüyorum. Müslüm Atmaca da aracı kullanıyordu. Oğluyla ortak olduklarını düşünüyorum. Tutuklu yargılanmalarını talep ediyorum. Benim can güvenliğim yok. Sanık bana kafa sallayarak ‘görüşeceğiz’ dedi. Can güvenliğim yoktur. Koruma talep ederim.” dedi.
Dinlenen diğer aileler de servis aracındaki kusurlardan bahsederken, öğrenci ve ailelerin avukatları sanıkların tutuklu yargılanmasını talep etti.
Duruşma sonunda yaralanan öğrenciler için Adli Tıp Kurumu’ndan kati rapor alınması istenirken sürücü Fikret Bayrak’ın tüm tıbbi evraklarıyla birlikte kalp krizini kazadan önce mi sonra mı geçirdiği, kazanın oluşuna etkisinin olup olmadığının incelenmesi için rapor istenmesine karar verildi. Taksirle ölüme neden olma suçunun katalog suç olmadığı ve gelinen aşamada karartılacak delil ile baskı altına alınacak tanık veya müşteki olmadığı gerekçesiyle sanıkların tutuksuz yargılanmasına karar verilirken duruşma 21 Şubat 2024’e ertelendi.
Adliye çıkışında karara tepki gösteren aileler ve öğrenciler gözyaşı dökerken, sanıkların güvenliği için salona ve adliye çevresine polis ekipleri çağrıldı. Ekipler, sanıkları tutuklu ve hükümlü girişinin yapıldığı kapıdan çıkartmaya çalışsa da vazgeçti. Çevik kuvvet ekiplerinin gözetiminde normalde kullanılmayan otopark alanından otomobillerine bindirilen sanıklara, aileler alkışla tepki gösterdi. Sanıklar çıkmadan önce adliye önünde zaman zaman gerginlik yaşansa da polis ekipleri gerilimi büyümeden bastırdı.
(DHA)
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.