Evimiz, çocuğumuzun dünyayı ilk keşfetmeye başladığı yerdir. Anne baba olarak bizler de onların ilk rol modelleriyiz. Çocuğumuza ve birbirimize nasıl davrandığımız çocuğumuzun iç dünyasını ve gelecekte nasıl bir insan olacağını şekillendirir. Bu yüzden iyi birer ebeveyn olmak, iyi bir insan yetiştirmenin temel kuralıdır.
Çocuklar, küçük birer sünger gibi etraflarında olup biten her şeyi içlerine çekerek öğrenirler. Eğer bir ebeveynseniz, yaptığınız her davranışın, söylediğiniz iyi ya da kötü her sözün dikkatle izlendiğini fark etmişsinizdir. İki yaşındaki oğlum her kelimesinin başına 'ama' koymaya başladığında, bu sözcüğü ne kadar çok kullandığımı anlamıştım. Oğlum her söylediğim söze, her yemek teklifine, her banyo zamanına ''Ama anneee'' diyerek karşı çıkıyordu. 'Ama' kelimesini mümkün olduğunca oğluma karşı kullanmamaya başlayınca işler de rayına girdi. Anne-baba olarak çocuğumuza huzurlu, sevgi dolu bir ev sunmak asıl görevimizdir. Çocuğun evde görerek, yaşayarak öğrenmesi gereken temel davranışlar vardır. Bunlardan en önemli beş davranış kalıbını derledik, buyrun.
1-) ŞEFKATLİ OLUN:
Sevgi, doğru davranışlarla karşınızdaki insanlara yansıttığınızda anlam kazanan bir duygudur. Bazen birbirimize karşı şefkatli davranmanın ne kadar önemli olduğunu unuturuz. Oysa eşlerin birbirine karşı şefkatli yaklaşmaları, çocuklarına davranışları kadar önemlidir. Kanada Psikolojik Danışmanlık ve Psikoterapi Derneği'nin yaptığı bir araştırmaya göre çocuklar ebeveynlerinin evde birbirlerine sevgi ve şefkat dolu tutumunu gözlemlediklerinde, beyinlerinde 'Doğru bir ilişki nasıl olmalıdır?' konusunda olumlu imajlar yaratırlar ve büyüdüklerinde sağlıklı ilişkiler kurabilirler. Birbirine sarılan, birbirini öpen, uygun ölçüler çerçevesinde birbirlerine fiziksel temasta bulunmaktan çekinmeyen çiftler, çocuklarına sağlıklı, sevgi dolu bir ilişkinin temellerini, ve dolayısıyla gelecekte mutlu bir yuvanın ipuçlarını verirler.
2-) KAVGA ETMEDEN TARTIŞMAYI ÖĞRENİN:
Bir insanla ömrünün sonuna kadar beraber olmak, romantik anlarda, derin duyguları içtenlikle paylaşırken ya da 'Hababam Sınıfı'nı beraber izleyip kahkahalar atabilirken insana muhteşem bir fikirmiş gibi görünür. Ancak biriniz evin sıcaklığını 30 dereceye ayarlamak isterken öbürünüz soğuktan hoşlanıyorsa, veya her markete girişinizde bir kutu yerine neden iki kutu süt almanız gerektiğini tartışıyorsanız işler sinir bozucu bir hal almaya başlayabilir. Bütün ilişkilerde olduğu gibi, hatta daha sık anlaşmazlıklar yaşamak evlilikte gayet normal bir durumdur. Önemli olan bu anlaşmazlıkları, çocukların önünde nasıl çözdüğümüzdür. Tartışma biçimimiz çocukların duygusal olarak güvende hissetme hislerini, davranışlarını ve gelecek ilişkilerini şekillendirir.
Anaokulları ve kreşlerde yapılan bazı araştırmalar, ebeveynleri gözleri önünde kavga eden çocukların duygusal olarak kendilerini güvende hissetmediklerini, bu çocukların ilerleyen yaşlarda depresyon, anksiyete ve davranış bozukluğu gibi psikolojik sorunlar yaşamaya daha meyilli olduğunu ortaya koymuştur. Anne-babaları kavga eden, birbirine bağıran ya da birbirlerine psikolojik ya da fiziksel şiddet uygulayan ebeveynlerin çocuklarının güven duygusu zedelenir, kendilerini suçlarlar ve yara alırlar.
Çocuklar aile içinde bazı anlaşmazlıklar yaşanabileceğini bilmeli ancak bu anlaşmazlıkların olgunlukla, fikir alışverişi içinde, yapıcı ve olumlu bir biçimde çözülebileceğini öğrenmelidir.
3-) ÖZÜR DİLEMEKTEN ÇEKİNMEYİN:
Hayatta en zor öğrendiğimiz, söylemekten en çok korktuğumuz cümledir herhalde ''Özür dilerim.''. Oysa samimiyetle, içtenlikle dilenmiş bir özür, suya atılmış bir taş gibi dalga dalga büyüyerek gelişir, inanamayacağınız olumlu sonuçlar doğurur. Siz ya da eşiniz hatalı davrandığınızda özür dileyebiliyorsanız, çocuğunuz da bu davranışı içselleştirerek hatalı davranışların olabileceğini, ancak özür dilemenin ve hatayı kabul etmenin gayet normal olduğunu öğrenir. Unutmayın, siz çocuğunuzun rol modellerisiniz. Ebeveynleri olgunlukla özür dileyebilen bir çocuk hata yaptığı zaman nasıl davranması gerektiğini sizden başka kimden öğrenebilir ki?
4-) GÜLÜN, KOMİK VE HATTA GÜLÜNÇ OLUN:
Charlie Chaplin ''Gülmeden geçen bir gün, çöpe atılmış bir gündür!'' demiş. Ne kadar da doğru bir söz! Çocuğumuzla, ailemizle beraber geçirdiğimiz her gün, her saat, her an ne kadar da kıymetli! Bir evde atılan kahkahalar o evin duvarlarına büyülü resimler gibi asılı kalır. Bir evi yuva yapan en kıymetli şeydir beraber eğlenip gülebilmek. Şakalaşmak, gülmek, eğlenmek, komik olmak devasa etkilere sahiptir; stresi azaltır, endorfin salgılatır ve aile içinde olağanüstü bağlar kurar.
Hayat her zaman komik ve eğlenceli değildir elbette. Ama pozitif bakmayı ve ev dışındaki gerilimi çocuklarımıza yansıtmamayı öğrenmeliyiz. Kendinizi 'çok ciddi bir ebeveyn' olarak görüyorsanız, biraz rahatlayıp gevşemeyi deneyin. Çocuklarla beraber oyun oynamak, ilişkileri güçlendirdiği kadar çocuğun yaratıcılığını ve hayal dünyasını geliştirir.
5-) ZOR KARARLARI BERABER VERİN:
Ben 12 yaşlarındayken, ailem beni karşılarına alıp o sene bazı ekstra ödemeler yapmak zorunda olduğumuzu, bütçemizin kısıtlı olduğunu, temel ihtiyaçlarımız dışında harcama yapamayacağımızı anlattılar. Benimle yetişkinmişim gibi konuşuyorlardı. İhtiyacım olan şeyleri düşünmemi, planlarımı bütçemize göre düzenlememi söylediler.
Şimdi bakınca, onlar için bu konuşmayı yapmak gerçekten çok güç olmalı. Ama onlar durumu anlattığında ve çözümün bir parçası olmamı sağladıklarında bu bana artık büyük bir problemmiş gibi görünmemeye başlamıştı.
Ebeveynlik zor bir iştir. Bazen iş, para, sorumluluklar yolunuza engel olarak çıkabilir. Bir problem ortaya çıktığında bunu çözmek için gayret gösteren ve aile bireylerinin fikrini alan ebeveynler, çocuklarına problem çözme becerisi aşılarlar. Üstelik çocuklar sorun ne olursa olsun beraber aşılabileceği duygusunu kazanarak kendilerini değerli ve güvende hissederler.
Unutmayalım, her tutum ve davranışınız çocuğunuzun nasıl bir insana dönüşeceğini şekillendirir ve suya attığınız taş, inanılmaz büyüklükte dalgalar yaratarak geleceğe yön verir.
Ebeveynler çocuğun sosyal gelişimini nasıl kontrol edebilir?
/