HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

En'âm suresi 162. ayet tefsiri ve meali nedir? En'âm suresi 162. ayeti okunuşu ve anlamı

Her surenin ve ayetin ayrı anlamları ve çok önemli faziletleri vardır. Bu ayetleri iyi anlamak ve uygulamak, İslam dininin gerekliliklerinden biridir. En'âm suresi de dinimizde bulunan surelerden biridir ve faziletlerinden dolayı pek çok Müslüman tarafından sıkça araştırılır. En'âm suresi 165. ayette ise bir Müslümanın hayatında bulunması gerekenlere değinilir. Yani müminlerin mutlaka okuması ve mealini bilmesi gerekir. Peki, En'âm suresi 162. ayet nasıl okunur?

En'âm suresi 162. ayet tefsiri ve meali nedir? En'âm suresi 162. ayeti okunuşu ve anlamı

İçindekiler

  • En'âm suresi 162. ayet nasıl okunur?
  • En'âm suresi 162. ayet ne anlama gelir?
  • En'âm suresi 162. ayet tefsiri nedir?
  • En'âm suresi 162. ayet fazileti nedir?
  • En'âm suresi 162. ayet kaç defa okunmalı?
  • En'âm suresi 162. ayeti niçin okunur?

Kur'an-ı Kerim’de altıncı sırada yer alan En'âm suresi, toplam 165 ayetten oluşur. Genel olarak bu surede Allah’ın birliği ve sıfatları, peygamberler, vahiy, batıl inançların reddi, doğru inancın gücü ve yeniden diriliş konuları anlatılır. Sure ismini En'âm kelimesinden alır. Bu sözcüğün anlamı keçi, koyun, sığır, deve gibi hayvanlara verilen genel addır. En'âm suresi 162. ayeti ise kurban ayeti olarak bilinir ve ibadetlerin yerine getirilmesi açısından büyük bir önem taşır. Ayrıca ibadetlerin, namazın, kurbanın sadece Allah için yapılması gerektiğine bir vurgu yapar.

En'âm suresi 162. ayet nasıl okunur?

En'âm suresi 162. ayet okunuşu ile ilgili Müslümanlar araştırma içindedir; çünkü önemli olan bu ayeti ezberlemek isterler. En'âm suresi 162. ayetin okunuşunu öğrenmek için ilk olarak Arapça yazılışına bakılmalıdır. En'âm auresi 162. ayet Arapça olarak şu şekilde yazılır:

enam162

Arapça okumayı bilmeyenler ise En'âm Suresi 162. ayet Türkçe okunuşu sayesinde bu ayeti ezberleyebilir. Oldukça kısa bir ayet olmasından kaynaklı, kolay bir şekilde ezberlenmesi mümkündür. En'âm suresi 162. ayetin Türkçe yazılışı ve okunuşu şöyledir:

  • Kul inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne).

En'âm suresi 162. ayet ne anlama gelir?

En'âm Suresi 162. ayet anlamı özellikle yapılan ibadetlerin sadece Allah için olduğu fikrine ulaşmak açısından önemlidir. Sureyi ezberledikten sonra mealine bakarak öğrenmek ve onu da ezberlemekte fayda vardır. En'âm auresi 162. ayet meal yani Türkçe anlamı şu şekildedir:

  • De ki: “Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir.

En'âm suresi 162. ayet tefsiri nedir?

Bir ayeti anlamak için onun Türkçesini bilmek yeterli değildir. En'âm auresi 162 ayet Türkçesi, ayetteki kelimelerin anlamlarını öğrenmek açısından önemlidir. Ancak ayetin detaylı analizi ve yorumu için tefsirine bakmak gerekir. En'âm suresi 162. ayet tefsirinde daha ayrıntılı bilgiler verilir. En'âm suresinin tefsiri aşağıdaki gibidir:

“Millet-i İbrâhîm” ifadesi, başta tevhid inancı olmak üzere bütün peygamberlerin benimseyip tebliğ ettikleri ilâhî ve değişmez ilkeleri, mesajları kapsar ve genellikle Hz. Muhammed’in yeni bir din uydurmadığı, aksine bütün hak dinlerde var olduğu halde unutulmuş veya tahrif edilmiş bulunan evrensel ilkeleri benimseyip tebliğ ettiği ve bu bakımdan geçmiş peygamberlerin bir devamı olduğu fikrini vurgular. Nüsük kelimesi hem genel olarak “tapınma” hem de özellikle “kurban” anlamına gelir. Burada müfessirlerce her iki mâna da verilmiştir. Halîfe ise “birinin ardından gelen, onun yerini alan” demektir (halîfe teriminin anlamları konusunda ayrıntılı bilgi için bk. Bakara 2/30).

Sûrenin başından itibaren Allah’ın varlığı, birliği, ilim, irade ve kudretinin genişliği ve her yönden mükemmelliği ile İslâm’ın hak din, Hz. Muhammed’in de hak peygamber olduğu; ayrıca İslâm’a aykırı bütün yolların bâtıl olduğu ve bunların insanlara dünyaları için de âhiretleri için de asla hayır getirmeyeceği hususunda, peşin yargılı olmayanlar için en doyurucu ve en ikna edici açıklamalar yapıldıktan, deliller verildikten sonra, bu son âyetlerde de sonuç mahiyetindeki ifadeler yer almaktadır. Bu ifadelerde Hz. Peygamber’e hitaben, insanlar ister inansınlar ister inanmasınlar, kendisinin Allah’ın lutfettiği hidayet sayesinde, belli başlı ilkelerine bu sûrede de yer verilen dosdoğru yolda bulunduğunu, itikadî ve amelî hükümleriyle gerçek, düzgün ve sapasağlam bir dine bağlandığını; bunun, hem Araplar’ın hem de yahudiler ve hıristiyanların sözde inandıkları İbrâhim’in, bâtıl inanç ve uygulamalardan münezzeh olan tevhid dini olduğunu; müşriklerin putlara tapmalarına karşılık kendisinin namazıyla, niyazıyla, kurbanıyla ölümüne kadar bütün varlığıyla hayatını Allah’a adadığını ve kendi döneminde hak dine teslimiyet gösterenlerin ilki olduğunu, bu sebeple de Allah’tan başka birini asla tanrı tanımayacağını tam bir inanç ve güvenle açıklaması emrolunmaktadır. Kuşkusuz bu, esas itibariyle bütün müslümanlara yönelik bir buyruktur. Herkes kendi ettiklerinin karşılığını görecek, kimse kimsenin vebalini yüklenmeyecektir. Hz. Peygamber tebliğini yapmış, görevini eksiksiz yerine getirmiştir; bu sebeple inkâr ve kötülüklerde direnenler sonunda Allah’ın huzuruna varacak ve müslümanlarla tartışmaya kalkışıp inkâr ettikleri gerçeği o zaman Allah kendilerine apaçık bildirecektir.

Son âyette Allah, gerek bütün insanlara gerekse insanların bir kısmına bahşettiği üstünlüğü ve seçkin nimetleri hatırlatmaktadır. Buna göre yeryüzünde birçok canlının nesli kesildiği halde yüce Allah, peş peşe yarattığı nesillerle insanları birbirine halef kılmış; dünyayı insanla şenlendirmiş, onları yeryüzünün seçkin varlıkları yapmıştır; ayrıca kimi insanlara, diğerlerine nisbetle dünyevî bakımdan üstün dereceler de vermiştir. Ama bunların hepsi bir imtihan içindir; hepsinin hesabı, sorumluluğu vardır.
*

Bu son âyetle dolaylı olarak, nesilleri birbiri peşine getirerek insan soyunu kıyamete kadar devam ettiren Allah’ın onları âhiret hayatı için yeniden yaratmaya ve hesaba çekmeye de kadir olduğu hatırlatılmakta ve nihayet Allah’ın cezalandırmasının çok çabuk olduğu uyarısıyla inkârda ısrar edenler bir defa daha uyarılırken, O’nun bağışlayıcı ve esirgeyici olduğu müjdesiyle de müminler sevindirilmektedir. (Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 496-497)

En'âm suresi 162. ayet fazileti nedir?

En'âm suresi 162 ayet fazileti ve sırları merak edilen ve İslam araştırmacıları tarafından üzerinde durulan bir konudur. En'âm suresi okumanın faziletleri şu şekilde sıralanabilir:

  • En'âm suresi ilk 3 ayetini okuyan kimseler için Allah’u Teala tarafından 70 bin melek vazifelendirilir ve bu melekler kıyamete kadar o kişi için tövbe ederler.
  • En'âm suresini okuyan kişilerin Allah’ın rızasını kazanacağı söylenir.
  • İmanı tazelemek için En'âm suresi okunmalıdır.
  • En'âm suresi okuyanlar, bugüne kadar işledikleri günahlar için af dilemiş olur.
  • Ramazan ayında okunan En'âm suresi, bereketin artmasını sağlar.

En'âm suresi 162. ayet kaç defa okunmalı?

En'âm suresi 162. ayet fazileti kaç defa okunmalı sorusunun yanıtı pek çok kişinin merak ettiği bir konudur. Çünkü surenin faziletlerinin gerçekleşmesi için bazı ayetlerin art arda okunması gerekir. İstek ve dileklere kavuşmak için En'âm suresi 7 defa okunmalıdır. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa En'âm suresinin ilk 3 ayetini 3 veya 7 defa okuyanlar, hastalık ve ağrılardan kurtulabilir. Aynı zamanda aynı ayetleri sabah akşam 7 defa okumak, kişileri hasetten, fitneden, kinden korur.

En'âm suresi 162. ayeti niçin okunur?

En'âm suresi 162. ayet çok faziletli olduğu için pek çok durumda okunabilir. Özellikle ibadetlerin yalnızca Allah için yapıldığını hatırlamak için bile okunabilir. Ayrıca şifa bulmak, kötülüğe karşı korunmak, bereketi artırmak, bir dileğin gerçekleşmesi, günahların affedilmesi için de En'âm suresi okunabilir.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler