Hemen hemen her kadın küçük yaşlardan beri kendini beyaz gelinlik içinde hayal eder. Çok küçük yaşlardan beri oluşan bu içgüdüsel toplumu inşa etme arzusu, kadının varlığa varlık katmaktaki o kusursuz vazifesini bir an önce yerine getirmek için heyecan duymasıdır aslında. Evlilik müessesesini bu kadar önemli kılan da tam olarak budur. Türlü zorluklar çekip, sayısız fedakarlıklar göze alınarak kurulan bu müessese son zamanlarda çok ufak sallantılara bile dayanamayan bir yapı halini almaya başladı. Maalesef her 3 evlilikten 1'i boşanmayla sonuçlanıyor. Peki toplumun temelini oluşturan, küçük yaşlardan beri hayali kurulan, sayısız fedakarlıkla süslenen bu müessese neden bu kadar dayanıksız bir hal almaya başladı?
Kadınlar için yapıcı, tamir edici davranmak aslında içgüdüsel bir davranıştır. Ama buradaki ince çizgiyi kaçırmamak gerekiyor. Yapıcı davranmak her zaman alttan almak, görmezden gelmek, karşıdaki insana sorgulanamaz bir hükümran gibi davranmak demek değildir. Her ne kadar böyle davranarak evliliğin kurtarılmaya çalışıldığı düşünülse de bu davranış şekli evliliğe bilmeden vurulan çok büyük bir darbedir. Evlilikte iki taraf da kendi sınırlarını ve vazifelerini çok iyi bilmek zorundadır. Bu şekilde davranmak hem kendi benliğinize hem de karşı tarafın benliğine duyduğunuz saygının en güzel göstergesidir. Tabii ki evliliğinizi kurduğunuz hayat arkadaşınız için karşılıklı olarak bazı toleranslar göstermek zorundasınız ama nerede duracağınızı çok iyi bilmelisiniz.
Evlilik her ne kadar beyaz gelinliklerle, şık damatlıklarla ve şen şakrak eğlencelerle başlamış olsa da devamı zaman zaman ciddi, tahammül sınırlarını zorlayan, göz yumulması zor olan durumlar silsilesi halini alabiliyor. Burada ilk düşünmemiz gereken şeyler; gerçekten işler benim düşündüğüm gibi mi, ya benim baktığım açının dışından bakıldığında işler çok daha farklı görünüyorsa sorularıdır. İnsan çok uzun yıllar boyunca hayata sadece kendi penceresinden bakmaya alışırsa karşısında insanla empati kurmakta zorlanabilir. Yapmamız gereken şey aslında çok basit; sadece bir süreliğine karşıdaki insan olmak, onun gibi düşünmek ve onun koşullarına sahip olmak. İnanın bu basit deneyim sayesinde evliliğiniz bambaşka bir boyut kazanacaktır.
Toplumun temel problemi olan iletişim kopukluğu, toplumun yapı taşı olan evliliğin de en büyük problemlerinden biridir. Yetersiz iletişim, evlilikte karşı tarafın problemlerini, isteklerini anlamaktaki en büyük engeldir. Eğer karşınızdaki insanla yeterli iletişimi kuramazsanız aslında çok küçük olan problemler anlaşılamayıp çözülemediği için adeta bir çığ gibi büyür. İletişim sayesinde belki de aynı doğrultuda istek ve arzulara sahip olduğunuzu bile fark edebilirsiniz. Aslında baştan beri evliliğe zarar veren şeyin sadece iletişim kopukluğundan kaynaklı bir yanlış anlaşılma olması bile muhtemeldir. Tüm toplumu ilgilendiren bu büyük ve aynı zamanda çok küçük problem, evlilik içerisinden başlayıp tüm toplum nezdinde çözüme kavuşmalı.
Kimilerinin fark ettiği kimilerinin fark etmediği ve aslında tüm insanların ihtiyacı olan şey ilgidir. İlgi karşınızdaki insanın size, sizin ise ona olan sevgisinin de bir yansımasıdır. Eğer eşinize yeterli ilgiyi göstermiyorsanız veya ondan yeterli ilgiyi alamıyorsanız ne kadar sevgi beslediğiniz bazen sadece basit bir ayrıntıya dönüşür. Bazen bir tane gül sizin içinizde dile getiremediğiniz sevgiyi karşınızda kişiye en güzel şekilde anlatan şey olabilir. Tüm fedakarlıklarına karşılık tek istediği şey sadece biraz ilgi olan bir insanın bu kadar basit çözülebilecek bir problem yüzünden evliliğine son vermek istemesi kadar acı bir durum yoktur maalesef.
Her ne kadar evlilik bir olmak, bütün olmak anlamına gelse de bu bütünü oluşturan şeyin iki ayrı birey olduğu unutulmamalıdır. İki ayrı birey demek birbirinden farklı arzular, duygular, istekler, beklentiler ve bakış açıları demektir. Bu açıdan bakıldığında karşıdaki insana saygı duymak için birçok neden vardır. Eğer eşlerin birbirlerine bakış açıları saygı çerçevesi içerisinde olursa problem doğması için çok bir sebep kalmayacak demektir.
Evlilikte bir diğer problem kaynağı da evlilik konusunda yeterli bilince sahip olmamaktır. Evliliğin işlevi, amacı, karşı taraftan beklenilmesi ve beklenilmemesi gereken şeyler konusundaki bilinçsizlikler evliliğin amacından sapmasına, her iki tarafın da tatmin olamamasına neden olur. Bu yüzden evlilik dahilindeki bütün konular hakkında bilinçlenmeli, sağlıklı bir evlilik yürütülmesi açısından gerekli donanıma sahip olunmalıdır. Bilinçsiz davranarak, sayısız emek verilerek kurulmuş ve devam ettirilmeye çalışılan bu yapıyı yıkmak, bu önemli müessesenin varoluşuna da duyulan büyük bir saygısızlıktır.
Kıskançlık bir evliliğin olmazsa olmazlarındandır. Çünkü eşlerin birbirlerine olan sevgisinin bir göstergesidir aslında. Kıskançlık denilince akla kesinlikle abartılı kısıtlamalar, gereksiz soru yağmurları ve dedektifcilik oynamak gelmemeli. Zehir ve panzehiri ayıran en önemli şeyin doz olması gibi bu konuda da ayarında davranmak çok önemlidir. Kişinin eşini kaybetme korkusu ile bazı ufak kıskançlıklar yapması gayet doğaldır fakat maalesef günümüzde kadın cinayetlerinin çoğu kıskançlık duygusunun arkasına sığınılarak işlenmektedir. Buradan anlaşılacağı üzere kıskançlık kesinlikle bireyin özgürlük haklarını kısıtlayıcı şekilde olmamalı ve bilinçsizlik ile beslenmemelidir.
Bir evliliğin sağlıklı ve huzurlu devam edebilmesi için terk edilmesi gereken şeylerden biri de egoistliktir. Egoistlik aslında insanların yetersizliklerini gizlemek için kullandıkları, kendilerine ve çevrelerine son derece zararı olan sahte bir kalkandır. Bu kalkanın arkasına sığınmak sizi istemeseniz bile çevrenizdekilerden uzaklaştırır. Evlilikte de karşınızda insanı sizden daha aşağı görmek, bütün işlerin sorumluluğunu ona yüklemek, kendinizi hizmet edilmesi gereken bir varlık olarak görmek egoistliğin en önemli belirtileridir. Egoistliği aşmanın en güzel ve basit yolu öncelikle karşınızda insanla eşit olduğunuzu kabul etmektir.
Türlü fedakarlıklar ile sürdürülmeye çalışılan evliliğe bir diğer darbeyi vuran etken ise güvensizliktir. Güvensizlik insanın içgüdüleri gereği kendini koruma arzusu sonucu oluşan bir duygu durumudur. Fakat evlilik denilince bir yere kadar kalkanları indirmek gerekiyor. Çünkü evlilik karşılıklı güven üzerine kurulmuş bir yapıdır. Hayat arkadaşı olarak sıfatlandırdığınız insana güvenmek zorundasınız. Eğer güvensizlik problemi yaşıyorsanız ya hayat arkadaşı seçiminde hata yapmışsınızdır ya da çözülmesi gereken sorunlarınız vardır.
Karşılıklı naiflikler ve jestlerle beslenmeyen bir evliliğin ömrünün kısa olması kaçınılmaz bir gerçektir. Eşinizin hoşlandığı şeylere dikkat ederek ara sıra bu şeylerle ilgili küçük jestler yapmak evliliğin ömrünü uzatacaktır. Aslında yapılması çok kolay olan bu hareketler eşinizin yoğun hayatında bir dinlenme ve şenlenme yeri olmanızı sağlayacaktır. Aynı zamanda hoşlanmadığı şeylere dikkat edip onlardan kaçınmak karşılıklı olarak daha yaşanılabilir bir evlilik hayatı sürdürmenizi sağlayacaktır.