KADIN

Haydi kızlar mutfağa!

Bir Mutfağı Yakmadığım Kaldı

Haydi kızlar mutfağa!

Şu an istesem en lezzetlisinden kek de yaparım, börek de açarım. Bunu övünmek için söylemiyorum ama bugünlere de kolaylıkla gelmedim. Gerçi mutfağı falan yakmadım ama epey hasar verdiğim zamanlar oldu.

Mutfak işlerine başlamam, patates kızartma deneyimlerim ile oldu. Bir gün patatesi yıkarken yağı kızdırdım. Sonra ıslak patatesi kızgın yağa atınca bommmm! Nasıl alev aldı, aspiratör falan tutuştu. Korkudan ölüyordum o gün. Sonra sakince gidip ocağı söndürüp kaçtım, üstüne de bir kova su döküp aspiratörü söndürdüm. Kimse bana o güne kadar kızgın yağa su atarsan alev alır dememiş ki. Aspiratörün plastik yeri de epey yandı, neyse ki annem falan evde yoktu. O gelene kadar etrafı temizledim, sonra da oturup titreye titreye ağladım iki saat korkudan.

Patates kızartması ile başıma açtığım tek iş bu değil tabii ki! Bir gün de (yaklaşık üç sene önce) yine kızarttım patatesi, tavadaki yağı dökeyim dedim, hangi akla hizmetse. Başladım kızgın yağı yavaş yavaş lavaboya dökmeye, yüzümde koca bir gülümseme derken fıss pısss türünden sesler duydum, aldırış etmedim. Sonra alt dolaptan bir şeye ihtiyacım oldu, kapağı açtım ve felaket! Kızgın yağ lavabonun altındaki plastik parçayı eritmiş, kızgın yağ komple alta geçmiş. Temizleyene kadar canım çıktı, çeşmeyi de açamazsın. Gerçekten çaresizlik böyle bir şey demek.

Sonra, kek yapmaya bayılırım ama çok ince iş olduğunu bilmezdim. Bir gün misafirler gelecek, hadi kek yapmayı deneyeyim dedim. İlk yapışım falan da değil zaten. Aldım dolaptan malzemeleri, karıştırdım, kaba koydum. Fırına attım ve sonuç felaket! Meğersem malzemelerin oda sıcaklığında olması gerekirmiş, yoksa kek çökermiş. Merhaba büzük kek! Tadı güzeldi ama, cidden bak.

Kek demişken bir gün de kurabiye yapayım diye yola çıktım, sonra uğraştım uğraştım kıvamı tutturamadım. Cıvık cıvık bir şey oldu, sonra annem geldi mutfağa "Aaa kek mi yapıyorsun yoksa?" dedi, "He!" dedim ben de bozuntuya vermeden, sonra o kurabiye kek oldu. Yedik bir güzel! En azından karizmam çizilmedi o gün. Akıllı insanım vesselam.

Bir gün de acıbadem kurabiyesi yapmaya karar verdim. Önce yumurta akı çırpılacak. Mikser yerine blenderı almışım elime, yumurta akı istediğim gibi olmadı sonuç olarak. Beceremezsen kesiliyor, ben de beceremedim. Mutfağın her tarafı yapış yapış şekerli yumurta akı oldu. Çok üzüldüm beceremedim diye, keke çevirelim dedik, o da olmadı. Zarar ziyan! Koca kız oturup ağladım yapamadım diye.

Salça kızdırmak, soğan sotelemek de çok zor ve hassas bir şeymiş. Bir gün yağlı salça yapmaya çalışayım dedim, sonra bezelye yemeği yapmak üzere. Yağı döktüm, ben salçayı dolaptan alana kadar bir kızmış bir kızmış. Ben tabi soğuk yağı koyunca patladı falan. Üstüm başım kızgın yağ ile yandı. Üstüne kapağı kapadım tabi panikle, öyle olunca da bütün salça yanıverdi. Simsiyah oldu metal tabak. Sonrası yine zarar ziyan ve kepazelik!

En lezzetsiz deneyimlerimden birisi de irmik helvası rezaletim! İrmikleri koydum kavurayım diye. Bakıyorum bakıyorum rengi değişmiyor. Herhalde şeker katınca kavruluyor diye düşünüp ekleyiverdim şekerleri. İrmikler bembeyaz, şekerler bir kara-sarı oldu. En sonunda da su ve süt ekledim. Sonuç, çiğ kokulu tatsız tuzsuz yal gibi bir şey. Kimse beğenmedi ama üzülmeyeyim diye yediler öyle. Kıyamam.

Bütün bu yaptıklarımdan sonra ailem hala beni mutfağa sokuyor vallahi. Gerçi artık pek böyle şeyler yapmıyorum, tecrübelendim. Bir gün akşam yemeğine de beklerim.

Ayrıca, salt okumakla adam olunmuyor.

Haydi kızlar mutfağa!

Sevgiler,

Miyuki

http://twitter.com/BlogMiyuki

**http://miyukininblogu.blogspot.com/

**

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler