BİZE ULAŞIN
Biruni Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çetin Altunal “ Meme kanseri ile mücadele, kadınların vücudunu ve meme kanserini çok iyi tanıması ile başlıyor. Günümüzde her evrede meme kanserini başarıyla tedavi edebiliyoruz ancak her kanserde olduğu gibi meme kanserinde de erken tanı hayati önem taşıyor” dedi ve 8 soruda meme kanseri ile ilgili bilgi verdi.
MEME KANSERİ NASIL OLUŞUR?
Meme kanseri süt kanallarından, süt bezlerinden ya da meme bağ dokusundan köken alan bir kanser türüdür. Kanser; kendi hücrelerimizin büyüme ve çoğalmasında kontrol mekanizmasının bozulması sonucu oluşur. Büyüme ve çoğalması kontrol edilemeyen hücreler bir taraftan hızlıca çoğalarak kitle halini alırken, diğer taraftan kan damarları ya da lenf kanalları yoluyla diğer organlara yayılabilirler. Bu bozukluk ne kadar erken saptanabilirse, o kadar kolay tedavi edilebilir. Bu nedenle vücudumuzda böyle bir bozukluğun erken saptanması hayati önem taşır.
MEME KANSERİNİ NASIL ANLARIM?
Meme kanseri tanısı, kendi kendine yapılan meme muayenesi ya da hekimin yapacağı muayene ve tetkikler sonucu konulabilir. Her ay kolaylıkla tekrarlanabildiği, kısa sürdüğü ve saptanan bulgular açısından oldukça önemli olduğu için kendi kendine meme muayenesi oldukça önemlidir. Meme muayenesi ile meme dokusunun tanınması ve aylık tekrarlar ile meme kanseri bulgularının erken tespit edilmesi mümkün olabilmektedir. Saptanan bulguların çoğu zaman kanser bulgusu olmama ihtimali vardır. Yine de anormal bir bulgunun mutlaka hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir. Kendi kendine meme muayenesinde saptayabileceğiniz önemli bulgular:
Bu bulgulardan herhangi biri saptanırsa zaman kaybetmeden hekime danışmak gerekir. Aynı zamanda düzenli tıbbi kontrollerin de meme kanserinin erken evrede saptanmasında
20 yaşından 39 yaşına kadar
Her ay kendi kendine muayene, her 3 yılda bir hekim kontrolü
Her ay kendi kendine muayene, her yıl düzenli hekim kontrolü, iki yılda bir düzenli mamografi
Her ay kendi kendine meme muayenesi, her yıl düzenli hekim kontrolü, her yıl düzenli mamografi
MEME KANSERİ RİSKİNİ AZALTAN ÖNLEMLER NELERDİR?
MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER?
Meme kanseri riskini arttıran faktörlerin bir bölümü önlenebilir, diğer bölümü de önlenemez faktörlerdir. Bu faktörlerden önlenebilir olanlarla ilgili alınan önlemler, meme kanseri riskini azaltabilmektedir.
MEME KANSERİ TANI YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Meme kanseri kendi kendine meme muayenesi, hekim muayenesi ya da ultrason, mamografi veya meme MR’ ı gibi görüntüleme yöntemleriyle saptanabilir. Kesin tanı ise; genellikle şüpheli alandan yapılan biyopsiler ile konulur.
MEME KANSERİ SAPTANIRSA MEME TAMAMEN ALINIR MI?
Meme kanseri tanısı alan hastaların büyük çoğunluğunda günümüzde memenin tamamı alınmaz. Meme estetiği korunmaya çalışılarak, meme koruyucu cerrahi yapılır. Bazı hastalarda hastalığın ve hastanın tıbbi özellikleri göz önünde bulundurularak memenin tamamının alınması gerekebilir.
MEME KANSERNDEN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?
Günümüz teknolojisi, cerrahi teknikler, radyoterapi ve kemoterapi sürecindeki yenilikler göz önünde bulundurulduğunda meme kanserinden birçok hastanın kurtulabildiğini söyleyebiliriz. Burada unutmamanız gereken en önemli konu muayenelerden ya da tetkiklerden kaçarak meme kanserinden korunamayacağınızdır. Erken tanı ile birçok hasta gibi, sizde meme kanserini yenebilirsiniz.
MEME KANSERİ RİSKİNİ AZALTAN BESİNLER NELERDİR?
90 bin kadın üzerinde yapılan bir çalışma; meyve ve sebze ağırlıklı beslenme alışkanlığının meme kanseri riskini % 15 azaltabileceğini göstermiştir. Havuç gibi beta karoten içeren sebzelerin meme kanseri üzerinde koruyucu etkisi bulunmaktadır. Meme kanseri riskini azaltan diğer gıdalar ise; balık, yumurta, bakliyatlar, brokoli, lahana, şeftali gibi besinledir . Bazı meme kanseri türlerinin oluşmasında yüksek östrojen hormonu düzeyleri etkili olmaktadır. Lif tüketiminin de östrojenin bağırsaklardan emilimini azaltıcı etkisi olduğundan; lif oranı yüksek yiyeceklerin tüketilmesi önerilmektedir. Yine yapılan araştırmalarda Omega-3 içeren gıdalarla beslenmenin kanser riskini % 20-35 oranında azaldığı gösterilmiştir.
