Nereye gidecek bilmiyorum bu teknolojinin sonu. Ne kadar sık ve ne beklenmedik ilerlemeler oluyor öyle değil mi? Bu bir taraftan elbette çok sevindirici. Hayatımız kolaylaşıyor, elde etmeyi hayal bile edemediğimiz şeylere ulaşıyoruz. Diğer taraftan bütün bunlara yetişebilmek, öğrenebilmek, uyum sağlayabilmek gerekiyor; ve bunun stresiyle baş edebilmek ayrı bir çaba istiyor. Tabii söylediklerim “Uzay 1999” dizisiyle büyüyen bizim nesil ve öncesi için geçerli. Bir de ışınlanmayı görebilirsek tam olacak!
Bizlerin çocukları ise teknoloji çağının elinde mouse ile doğmuş bireyleri. Onların uyum sağlamak gibi bir sorunları yok. Zaten bu tür gelişmelerin olmaması garip onlar için. Ellerine aldıkları herhangi bir elektronik aleti 1-2 dakika içinde kullanır hale gelmelerinden daha normali de yok. Ama bizim nesil şaşırıyor işte! Zaten bu dengeyi kurabilmek zor şimdinin anne babaları için. Hem bir taraftan teknolojiye yetişmek ve çocuklarımıza sunmak, diğer taraftan da bunu sağlıklı olarak kullandıklarından emin olmak.
Ailelerde sıkça karşılaşılan sorunların temeli de bu değil mi? TV izleme ve bilgisayar konusu. “Başlarından alamıyoruz!” “Cep telefonu ne zaman alınacak?” “Mail ve facebook adresleri ne zaman açılacak ve ne kadar kullanılacak?”
Tamamıyla hayatlarından çıkarmamız, yok saymamız elbette mümkün değil. Temel prensip bilinçli kullanmak, teknolojinin esiri olmadan, teknolojik gelişmelere hayatımızda dengeli bir şekilde yer vemek.
Maalesef yazıldığı kadar kolay olmuyor pratikte. Karşımızda her şeye çok hakim çocuklar ve neyi nereye kadar sınırlayacağını bilmeyen anne babalar olunca işler biraz karışıyor. Her ailenin yaklaşımı değişiyor. Bu sefer; “arkadaşımın şusu var benim niye yok” söylemleri başlıyor. Yani ikna ve ısrarlar karşısında güçlü durabilme yetkinliğimizin en çok sınandığı zamanlar.
Her ailenin kuralları elbette farklı olabilir. Ancak bu konuda iplerin bazen tamamen koptuğunu gözlemliyorum. Bu da beni hem bir anne olarak; hem de ebeveynlere destek veren biri olarak oldukça endişelendiriyor. İşin sağlıkla ilgli kısmı benim uzmanlık alanım dışında. Bu konuda da uzmanlar uyarıyorlar. Ben daha çok için sınırlama koyma, kuralları belirleme ve anne babalar olarak nasıl bir denge kuracağımız konusunda farkında olup olmama noktasındayım.
Konuyu gündeme getirme sebebim ise bir süredir gözlemlediğim iPad’li çocuklar. iPad’ler ya da daha genel adıyla tablet bilgisayarlar hayatımıza yeni girdi. Temel amacının e-okuma yapmak olduğunu düşünüyorum. Bir kullanıcı değilim ve bu konuda derin bilgim yok ancak takip ettiğim kadarıyla internette dolaşmak ve birtakım kaynakları takip etmek istiyorsanız büyük kolaylık sağlıyor. İşin eğlence boyutunun olduğu da bir gerçek tabii.
Birkaç ay önce bir alışveriş merkezinde oyuncak mağazısında oğlumla dolaşırken; mağazayı gezmeye babası ve kardeşi ile gelen 12-13 yaşlarında bir çocuk dikkatimi çekti. Elinde iPad taşıyordu. Arada açıp birşeyler yapıyor ve kardeşi ile seçecekleri oyuncak konusunda konuşuyordu. Babası da -ki kendisi de elinde cep telefonu, gözlerini ekrandan ayırmadan- onlarla bunu almayın şunu alın pazarlığı yapmaktaydı. Şimdi bu çok teknolojik ve ilerlemelere ayak uydurmuş bir aile portresi midir? Dengelerin biraz bozulduğu bir görünüm mü?
O günden beri düşünüyorum bir çocuğun iPad ile ne işi olabilir diye? Hem de oyuncak dükkanında! Ya da bir aile neden çocuğuna bunu alır? Nerede, nasıl kullanmasına izin verir?
Gözlemlemeye devam ettim; tatil beldelerinde, plajda, havuz başında elinde iPad’leri gururla dolaşan çocukları! Bardağı taşıran son damla ise bir arkadaşımın 5 yaşındaki oğluna; “oynasın” diye iPad aldığını söylemesi oldu! Çocuğun bir arkadaşında varmış, oynarken kavga ediyorlarmış, o da bu sebeple almış!
iPad’i olanlar veya çocuğuna almış olanlar bana kızmasın. Bu sadece konuyu irdelemek için kullandığım bir sembol aslında. Dikkat çekmek istediğim asıl nokta; ebeveynler olarak neyi ne kadar sağlamalıyız, nerede durmalıyız? Çünkü gerçekten sonu yok bunun.
Sözün özü, aile olarak teknoloji bağımlılığımızın farkında olalım, üzerinde düşünelim, sonuçlarını irdeleyelim, kararlar alıp hayata geçirelim..
Figen Küçükkoner Kırca
www.lifefocus-tr.com
figen.kirca@lifefocus-tr.com
facebook: Ebeveyn Koçu Figen Kırca
twitter: @Coachfigen