Almanya'nın Giessen Üniversitesi Hastanesi'nde kalp nakli beklerken 7,5 ay önce kalp krizi geçiren ve beyni ağır hasar gören 2 yaşındaki Muhammet Eren Dönmez, Sağlık Bakanlığı'nın gönderdiği ambulans uçakla saat 20.30'da İstanbul'a getirildi. Baba Yavuz Dönmez de oğluyla birlikte aynı uçakla geldi.
Ambulans uçağın gelmesiyle birlikte, bir ambulans da aprona girerek uçağın yanına kadar yanaştı. Ambulanstaki sağlık görevlileri, minik Muhammet Eren'i kucaklayarak uçaktan ambulansa taşıdı. Muhammet Eren, daha sonra Çapa'daki İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi'ne götürüldü.
ORGANLARI BAĞIŞLANACAK
Ailesi, hayatından tamamen ümit kesilen minik Muhammet Eren'in organlarını bağışladı. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra Muhammet Eren'in bütün organları başka hastalara nakledilecek.
SON NEFESİNİ TÜRKİYE'DE VERECEK
Muhammet Eren bebeğin ailesi, sosyal medyada yaptıkları açıklamada, "Almanya'da verilecek ne tıbbi ne hukuki mücadele kaldı. Eğer kalsa, sonuna kadar direnir ve eninde sonunda bu hakkı evladımız için almaya çalışırdık. Olmadı. Son nefesimizi orada vereceğiz. Beyin ölümü gerçekleşmesi ne kadar zaman alır, bilemiyoruz. Keşke verilecek tıbbi ya da hukuki bir mücadele olsa da didinsek. Ama yine de Allah diyoruz, kader yazılmış, öyle ya da böyle tecelli edecekti, sadece sebepler değişiyor. Adı güzel, kendi güzel Muhammet Eren'imizin ruhaniyetine fatiha. Rabbim acılarını dindirsin, daha fazla çektirmesin" ifadesini kullanmıştı.
BABASI KONUŞTU
Almanya'nın Giessen Üniversitesi Hastanesi'nde kalp nakli beklerken 7,5 ay önce kalp krizi geçiren ve beyni ağır hasar gören 2 yaşındaki Muhammet Eren Dönmez'in babası Yavuz Dönmez gazetecilere hastane önünde açıklama yaptı.
Minik Muhammet Eren'i Çapa'daki İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi'ne yatırdıktan sonra gazetecilere konuşan baba Yavuz Dönmez, "Bizim buraya geliş amacımız tedavide herhangi bir beklenti değil, tamamen çocuğumuzun organlarını bağışlamak ve organ bağışı konusunda çok büyük dikkat çekebilmek. Çocuğum medya önünde olan ve acı çeken çocuklardan sadece bir tanesi. Çocuğumun dışında, böbrek nakli bekleyen, kalp nakli bekleyen ve diğer organların nakillerini bekleyen yüzlerce, binlerce sadece çocuk değil, bir sürü insan var. Organ bağışı konusunda bir şekilde bilinçli olmamız gerekiyor" dedi.
"TÜRKİYE'DE GEÇEN YIL SADECE 3 ÇOCUĞA KALP NAKLİ YAPILMIŞ"
Yavuz Dönmez şöyle devam etti:
"Bizim Almanya'da bulunmamızın tek gerekçesi, organ olması. Yoksa Türkiye'de başarılı bir şekilde kalp nakli yapan yerler var, binalar var. Teknolojik açıdan herhangi bir problem yok. Buradaki tek problem, organ bağışlayanların sıfıra yakın olması. Muhammed Eren'i Almanya'ya götürmeden önce, Organ Nakilleri Genel Müdürlüğü'nden geçen sene yapılan çocuk kalp nakline dair bilgi aldık. Türkiye'de kalp nakli yapılan çocuk sayısı 3... Binlerce çocuk kalp nakli bekliyor. Ama yapılan nakil sayısı 3... Binlerce de ölen çocuk var. Hepsi toprak olup gidiyor. Almanya'daki problemimiz şu oldu: Maalesef Muhammed Eren'in gitmeden bir gün önce kalbi durdu. Kalp durmasına bağlı beyinde hasarlar oluştu. Gitmeden önce bilmiyorduk, Almanya'da nakil konusunda katı kurallar varmış. İlk gittiğimizde yapılan tetkiklerde beyninde herhangi bir hasar olmadığı söylenip yapay kalbe bağlandı. Bir çocuk organ nakline gideceği için yapay kalbe bağlanabiliyor. Başka türlü bağlanmıyor. Almanya'da çok büyük hatalar yapıldı. Çocuğumuzun beynindeki hasarı görüp karşımızda dimdik durabilirlerdi. 'Çocuğunuzun beyninde bir hasar olması dolayısıyla yasal olarak organ nakline alamıyoruz. Dolayısıyla yapay kalbe bağlamayacağız' diyebilirlerdi. Biz de ona göre farklı tedavi yöntemleri deneyebilirdik. Ama biz 1 aya yakın bir süre bekledikten sonra, çocuğun beyninde bir hasar oluştuğu için Almanya organ nakil yasaları gereği kalp nakli yapamayacaklarını söylediler. Engelli olacağı için bu nakli yapmadılar. Türkiye'de olsaydı da nakil yapılmayacaktı. Maalesef bu sadece Almanya'ya has bir özellik değil. Bu, engellilerin ikinci sınıf sayılmasından başka hiçbir şey değil. Biz aklınıza gelen her ülkeye yazdık. Hiç kimse beyninde hasar olan bir çocuğa kalp nakli yapmak istemiyor. Bunun nedeni, iki çocuk varsa ve nakil hakkının daha sağlıklı olandan yana kullanılmasındandır. Bunun nedeni de, organ bağışının az olmasıdır. Kalp de daha az bulunan bir organ olduğu için, daha sağlıklılara takmayı uygun buluyorlar. Bu benim gözümde asla insanî değil. Benim çocuğumun çektiği acılar da aynı. Başkasının çocuğunun çektiği acılar da aynı. Burada eşitlik ilkesi ve yaşam hakkı kesinlikle göz ardı ediliyor."
"ARTIK UYANAMAYACAK"
Muhammed Eren'in son durumuyla ilgili soruya ise baba Dönmez, "Beyninde çok ciddi kanamalar oluştu. İki gün önce oldu. Doktorların söylediğine göre artık uyanamayacak. Birçok ilacını da zaten kestiler. Şu anda yapay kalbe bağlı olarak kalp atışları devam ediyor. Onun haricinde solunumu da yapay bir şekilde devam ediyor. Beyin ölümünün gerçekleşip gerçekleşmediği ile ilgili bir bilgimiz yok. Buradaki doktorların hazırlayacağı rapor doğrultusunda göreceğiz. Biz oraya bir umut için gittik. Sonuç olarak, bizim çocuğumuz belki başka çocuklar için umut olacaktır. Bilim eğer 'Beyin ölümü gerçekleşmiştir' diyorsa, bu vakitten sonra beklemenin bir alemi yok. Bilime güvenmek lazım" diye yanıt verdi.
Dönmez, basın mensuplarından, organ nakli konusunda bilinçlendirici yayın yapmalarını da istedi.
(DHA)