BİZE ULAŞIN
Psikolog Nüket Diner, sınav sonuçları beklenen sonuçtan farklıysa, kişinin hayatı tekrardan organize edip yaşamını yeniden kurgulaması gerektiğini belirtirken, "Sınavda beklentisini gerçekleştirenler ise meslek seçimini piyasanın taleplerine göre değil, yetenek ve ilgilerine göre yapması gerekiyor" dedi.
Türkiye'de 2 milyona yakın gencin geleceğini etkileyen üniversite sınavının sonuçları açıklandı. Sınav maratonunu geride bırakan gençleri şimdi de gelecek korkusu sardı. Zorlu üniversite maratonunu geride bırakan milyonlarca genç, şimdi de sınav sonuçlarının açıklanmasıyla tercih yapma telaşına girdi. Geleceklerini belirleyecek olan sınavın sonuçları ile gençlerin bir kısmı hayallerini gerçekleştirmenin sevincini yaşarken, bir bölümü ise hayal kırıklığına uğradı.
Mikado Psikolojik Danışmanlık Merkezi Kurucusu Psikolog Nüket Diner, sınav sonuçları beklenen sonuçtan farklıysa, kişinin hayatı tekrardan organize edip yaşamını yeniden kurgulaması gerektiğini belirtirken, sınavda beklentisini gerçekleştirenlerin ise meslek seçimini piyasanın taleplerine göre değil, yetenek ve ilgilerine göre seçmeleri gerektiğini söyledi.
Üniversite sınavında başarısız olunması durumunda ailenin kendi kaygılarını bir yana bırakıp, gençlere destek olmaları gerektiğini vurgulayan Nüket Diner, geçmişe yönelik suçlamalar yerine geleceğe dair yeni planlar oluşturması konusunda ailenin gençleri teşvik etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Nüket Diner konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu planları oluşturmakta zorlanıldığında hayata bakış ve sorun çözmede yetersizlik hayatın her alanında aksamalara neden olacak ve başarıyı engelleyecektir. Hayatın bütünü yeni organizasyon ve yapılanma süreci olduğunu düşünürsek, bu yeteneği geliştirmek için gerektiğinde profesyonel yardım alınmalıdır. Ayrıca yoğun gerginlik ve yoğun çalışma dönemleri sonrasında ortaya çıkabilecek semptomların geçici olduğunu düşünmek kimi zaman bir psikolojik problemin başlangıcını kaçırmaya ve gecikmeye neden olabilir. Bu konuda da özellikle ailelerin gençlerin kimi değişimlerini iyi gözlemlemesi ve en azından geçici olup olmadığını saptayabilmek için bir uzman fikrinin alınması iyi olacaktır."
Nüket Diner, belirtilerin kimi zaman uyku ve iştah değişimleri, kimi zaman içe kapanma, sosyal ortamlardan kaçınma, güvensizlik ve destek ihtiyacı biçiminde ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, diğer belirtileri şöyle sıraladı:
"Fiziksel bir nedene bağlanamayan ağrı, kas kasılması, sindirim sistemi rahatsızlıkları, kaygı ve sıkıntı duygusunda artma, endişe halinin artması ya da reaksiyon düzeyinin fazla olması, yersiz ağlama ve gülmeler, duygu durumundaki iniş çıkışlar, sinirlilik ve öfke patlamaları kimi zaman aşrı hareketlilik ya da enerji düşüklüğü ve keyifsizlik halleri ihmal edilmemesi gereken noktalardır."
Gençlerin, geleceklerini belirleyecek olan sınav sonucuyla ilgili kaygılarının sınav kaygısından daha zor olduğuna dikkat çeken Nüket Diner, "Çünkü burada müdahale şansı yok" dedi. Endişe duyulmuş bir sürecin bittiğine ve artık sonuçlarını beklendiğine işaret eden Diner, şunları söyledi:
"Bu sonuçlar, sıralamaya göre başarılı ve başarısız olarak sınava girenlere bildirilecek. Başarısız adı takılanlar karar verme aşamasına girip tekrar deneme veya artık buradaki kapıyı açmaktan vazgeçip hayatlarını nasıl kurgulayacaklarını düşünüp plan yapacak. Eğer tekrar denemek istiyorlarsa eksikleri tespit edip şimdiden düzenli ve planlı olarak çalışmaya başlamak lazım. Her şeyden önce bu sınavın sonucunu bir başarı veya başarısızlık belgesi olarak görmemek gerekiyor. Çok yoğun ve bıktırıcı bir eksik tamamlamadan ziyade düzenli ve istikrarlı bir çalışma programı hazırlamak ve gittikçe azalan bir tempodan çok gittikçe artan bir çalışma programı olması gerektiğini artık hepimiz biliyoruz. Bu artmanın nedeni bildiklerimizin tekrarı ve yeni bilgilerin eklenmesi dolayısıyla giderek artan bir tempo gerektiriyor. Bu artan temponun bıktırıcı olmaması ancak doğru programlama ile mümkün".
Nüket Diner, sınav da başarılı olanlar için de aile ve uzmanlara iş düştüğünü belirterek, kişinin meslek seçimini piyasanın taleplerine göre değil, yetenek ve ilgilerine göre değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Diner, bu yetenek ve ilgi çok belirgin değilse tespit etmek gerektiğini ifade ederek, "Bir yeri kazanmak kadar doğru tercih yapmak da önemli. Bu tercihler doğru yapıldığı oranda başarılı olunacağı, başarılı olunduğu oranda da mutlu olunacağı akıldan çıkartılmamalı. Meslek seçimi hayattaki seçimlerimiz içinde en önemlisidir. Öğretme ve sosyal becerileri üst düzeydeki bir kişi öğretmenliği seçmek yerine, 'toplumda daha iyi yer edinirim ya da babam benimle gurur duyar' diyerek seçtiği işletmecilikte ne kadar başarılı olacağı daha da önemlisi bu işte motivasyonunu ne kadar üstlere çekebileceğini görmek çok zor değil. Meslek seçimi sadece para kazanmak rahat yaşamak için yapıldığında, hayatta dayanacağımız en önemli direği sağlama almamış oluruz. Pek çok anne - baba farkında olarak veya olmadan kendi yaşamlarındaki düşlerini çocukları üzerinde kurarlar. Ebeveynlerin bilinçli veya bilinçsiz olarak yaptıkları dayatmalar çocuklarının kendi yeteneklerinin keşfini geciktiriyor. Bu keşif ne kadar geç olursa telafisi de o kadar güç, hatta imkansız olur" dedi.
Kaynak: İHA
