HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Seçim yapılmadan tartışmak abestir"

Siyaset bilimci Prof. Dr. Çetin Yetkin, seçim yapılmadan kimin başbakan olarak atanıp atanmayacağı tartışmasının abes olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanı'nın böyle bir tartışmaya girmesi, ister istemez, bilmeyerek de olsa bir propagandaya alet olması anlamını taşıyor" dedi.

"Seçim yapılmadan tartışmak abestir"

Prof. Dr. Çetin Yetkin yaptığı açıklamada, "Anayasanın konuyla ilgili hükmü çok açık; milletvekili arasından bir kişiyi atamak Cumhurbaşkanı'nın yetkisinde. Ancak teamül açısından milletvekili sayısı en fazla olan partinin lideri Başbakan olarak atanır. Bunun nedeni o partinin güvenoyu alabilecek durumda olmasıdır. Güvenoyu alamayacak bir Başbakanı atamak ilk bakışta mantığa sığmaz gibi gözüküyor. Teamülün gerekçesi güvenoyu almak olduğuna göre, mutlaka en çok sandalyeye sahip olan partinin güvenoyu alması diye bir şey yok. Daha az sandalyesi olan iki veya üç parti kendi aralarında anlaşmışsa onların içinden birinin Başbakan olarak atanması halinde de güvenoyu alınabilir. Bu nedenle en çok oy alan partinin başkanının Başbakan atanması teamül gereği olarak görülmemeli. Mühim olan güvenoyunu alabilmektir" dedi.

"TARTIŞMA ABES"

Seçim yapılmadığını ve sonuçların belli olmadığını kaydeden Yetkin, "Buna rağmen bir partinin başkanının veya seçeceği kişinin Başbakan olarak atanıp atanmayacağı tartışması abestir. Çünkü seçimi kimin kazanacağı belli değil. Yapılan tartışmalar AK Parti'nin bir propagandası şekline dönüşüyor. Sanki seçim sonuçları resmen belliymiş gibi ve bu parti en çok oyu almış gibi bir yaklaşım var. Bugünden bu hava oluşturulmamalıydı. Bu tartışmalar kararsız oyları etkilemeye yöneliktir. Bu açıdan Sayın Cumhurbaşkanı'nın böyle bir tartışmaya girmesi ister istemez, bilmeyerek de olsa bir propagandaya alet olması anlamını taşıyor" diye konuştu.

BARAJ SORUNU

Her seçimde baraj konusunun da tartışmalara neden olduğunu ifade eden Yetkin, "Seçim sonuçlarına göre tek bir parti barajı geçerse, diğer partilerin kazandıkları oylar seçimden birinci çıkan partinin oyları gibi değerlendirileceği için tüm milletvekilliklerini birinci çıkan parti alacaktır. Barajı iki parti bile geçse,diğer partilerin oyları ziyan olacak. Geçen seçimlerde CHP barajı aşamadığı için Antalya'da bir milletvekilliğini DSP, diğerini MHP aldı. Bu da seçmenin iradesini hiçe saymaktır. Bu bakımdan bu seçimin hiçbir şeyi halledeceğini tahmin etmiyorum" dedi.

AK Parti'nin Başbakan adayı için tüzük değişikliğine gitme hazırlığının anayasaya uygun olmadığını belirten Yetkin, "Başbakanı parti değil Cumhurbaşkanı seçer. Bunları konuşmak için 4 Kasım gününü beklemek gerekir" diye konuştu.

"SEÇİM YENİLENEBİLİR"

Hükümetin güvenoyu alamaması halinde seçimin yenilenebileceğine dikkat çeken Yetkin, "Demokrasilerin varlık nedenlerinden biri demokratik teamüllerin yerleşmiş olmasıdır. Türkiye'de bu yok. Ulusal çıkar kavramının herkesin kafasında olması gerekirken, her Dışişleri Bakanlığı döneminde yeni bir politika belirlenmekte. Feodal yapı aşılmadıkça sorunlar çözülemez. Bir ülkede ağalık, şeyhlik kurumu varsa, şeyhin de 50 bin müridi varsa, bu müritler onun iki dudağı arasından çıkacak söze bakıyorlarsa, o kişinin seçimlerde 50 bin oyu var demektir. Bu durumda demokrasiden söz edilemez. Meclis'te her parti lideri bir şeyhin arkasından koşuyor. Tarikatlar destekledikleri partileri açıklayarak tabanına mesaj veriyor. Bu milli iradeyi aksatır. Parti içi demokrasi olmadıkça, ülkede demokrasi olmaz. Bu kadar aday seçime gireceğine parti liderleri seçime katılıp aldıkları oy oranında hükümeti oluştursa rasyonel ve masrafsız bir hükümet modeli çıkabilir" ifadelerini kullandı.

Siyaset bilimci Prof. Dr. Çetin Yetkin, seçimden sonra gündeme gelebilecek en önemli tartışmanın IMF ve Dünya Bankası ile ilişkiler ve Irak sorunu olacağını kaydetti.

Kaynak: İHA

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler