AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP lideri Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli'ye bir araya gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim kararı almasına gerek kalmadan Meclis'ten erken seçim kararı çıkarılmasını istedi, liderleri görüşmeye davet etti.
Başbakan Davutoğlu, "En kısa zamanda nerede ve hangi şartlarda olursa olsun bir araya gelmeye hazırım. Mübarek Cuma sonrasında milletimizin çağrısına uyarak nerede istiyorlarsa buluşalım. İsterlerse Hacı Bayram'dan birlikte bir yere gideriz, İlk Meclis'e gideriz. İlk Meclis'in odasında buluşalım. 23 Nisan 1920 bilinciyle ve şuuru ile buluşalım ve 'Meclis bunu çözer' diyelim. Oturalım konuşalım" dedi.
Başbakan Davutoğlu, partisinin MYK toplantısının ardından bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiğini belirten Davutoğlu, "Her şeyden önce bu kritik dönemde 1,5 ay içinde özellikle terör örgütlerinin eş zamanlı saldırıları çerçevesinde hayatını kaybeden şehitlerimiz için bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerine taziyelerimizi, saygılarımızı, hürmetlerimizi iletiyorum. Kritik dönemler dedik. Kritik dönemlerde sınamaların, sorunların cevabı demokrasiyle çözülür. 7 Haziran son derece çarpıcı ve kritik bir siyasi tablo ortaya çıkardı. Ülkemizin etrafında bir ateş çemberi varken, 7 Haziran seçimlerini istikrarlı, başarılı bir şekilde geçirmek kendisi başlı başına önemliydi" dedi.
-"SÜRECİN KENDİSİ KOALİSYON ARAYIŞIYDI"-
8 Haziran'dan itibaren seçimlerden çıkan tabloyu değerlendirmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Davutoğlu, terör saldırılarının başlamasıyla yılmadıklarını ve geri adım atmadıklarını söyledi.
Savunma Sanayi Bilgilendirme toplantısında ve Genelkurmay Başkanı ile yaptığı toplantıda atılacak adımları hem ilgili bakanlarla hem de silahlı kuvvetler yetkilileri ile kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını söyledi. Vatandaşların tamamının devletin bütünlüğünden, hükümetin kudretinden emin olmalarını isteyen Davutoğlu, "Her ne surette olursa olsun bu görevi yürüttüğümüz sürece ülkemizin her bir köşesinde üzerimize gelen terör saldırıları karşısında kararlığımızı hiçbir tereddüt göstermeden devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.
Hükümet kuram sürecini samimiyetle yürüttüklerini belirten Davutoğlu, kendilerine kimsenin "Bize koalisyon konusunda teklif gelmedi" iddiasını ileri süremeyeceğini anlattı. Görüşmelerin, koalisyonunun hangi şartlarda ve nasıl yapacağının keşfedilmesi zemininde yapıldığının altını çizen Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu ilke son derece seviyeli bir şekilde gerçekleştirdiğimiz iki toplantıda da o zemini yokladık. Hep beraber nerelerde zorluklarla karşılaşabileceğimizi görerek hareket ettik. Dolayısıyla sürecin kendisi, yürütülen istikşafi görüşmeler birlikte bir koalisyon arayışıydı. Bunun neticesinde ortaya çıkan görüş ayrılıklarının bulunduğu hususlar da göz önüne alınarak bir reform hükümetinde süreli, seçime dönük bir reform hükümetin konusunda da çok spesifik bir teklifte bulunduk. Sayın Kılıçdaroğlu kurullarıyla görüşerek, kurullarının uygun görmediğini belirtti. Bunu da saygıyla karşıladık. Bunun da hiçbir şekilde yanlış adım olduğu kanaatinde değildik" dedi.
-"SIKIYÖNETİM YILLARI TÜRKİYE'DE GERİDE KALMIŞTIR"-
MHP ile yaptıkları görüşmeden de bir koalisyon hükümeti çıkmadığını anımsatan Davutoğlu, "Bütün bunları gördükten sonra suçu AK Parti'ye atmaya çalışmak, AK Parti'nin bütün bu çabaları üzerinden bir tartışma başlatma ya gayret etmek, hele hele ülkeyi bir sıkıyönetim davetinde bulunmak siyasi sorumsuzluktur. Demokrasilerde seçimlerle birlikte oluşan meclis nihai iyi çözüm makamdır ve siyasi sorunların tartışılacağı, konuşulacağı yerdir. Bu anlamda da sorunları çözecek olan Meclis'te temsil edilen siyasi partilerin genel başkanlarıdır. Bunları yapmakla sorumlu olanların daha bu adımları atmadan sıkıyönetim çağrısında bulunmasını demokrasimiz adına da, siyasi partilerimizin dayanması gereken demokratik ilkeler adına da şanssızlık olarak görüyorum. Sıkıyönetim yılları Türkiye'de geride kalmıştır. Olağanüstühal de geride kalmıştır. Birileri özgürlüklerin sınırlandırıldığı, Türkiye'nin olağanüstü hal görüntüsü verilerek uluslararası itibarının sarsıldığı günleri hayal edebilir ama biz bunlara asla izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de bazı güvenlik sorunları olduğunda tedbirlerin alınacağını kaydeden Davutoğlu, "Bu HDP'ye dönük olarak da onun sırtını dayadığı örgütlere dönük olarak da söylüyorum. Türkiye'de demokrasiyi korumak için alınması gereken her türlü güvenlik tedbirini alacağız. Ama asla Türkiye'de demokrasinin askıya alınmasına izin vermeyeceğiz. Hele hele Türkiye'de MGK'ya atıfla bazı sorunların çözüleceğini iddia edenler, Meclis'te bulunmasının sorumluluğunu yerine getirmeyenler, MGK'ya görev atfetmeleri ise demokrasimiz açısından bir şanssızlıktır. Türkiye'de sistem kendi kuralları içinde yürür. Biz bunun için günlerce, haftalarca gayret sarf ettik" diye konuştu.
-"28 ŞUBAT MANTIĞI GİBİ BİR MANTIKTIR"-
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçim kararı almaması için diğer muhalefet liderlerine çağrıda bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, "Her kapıyı bazen ağır hakaretlere, benim bulunduğum konumu ve şahsiyetimi rencide etmeye dönük tahrikkar açıklamalara rağmen, kapı çalmaktan vazgeçmedim. Milletimiz söz konusuysa biz egolarımızı bir kenara bırakırız. 'Vesayetten kurtulsun da gelsin' dedikleri halde hiçbir şekilde bunu tartışma konusu yapmadan gittim. Çünkü milletimin geleceği benim şahsi egomdan daha yüksektir. Şimdi herkese soruyorum, ne çözüm ürettiler? Her teklife 'hayır' dedikten sonra çıkıp sıkıyönetim talebinde bulunmak, TBMM içinde bir çözüm üretelim dedikten sonra MGK zeminine olayları çekmeye çalışmak 28 Şubat mantığı gibi bir mantıktır" ifadelerini kullandı.
Tarihi bir sınavla karşı karşıya olduklarını belirten Davutoğlu, bu sınavı geçmek için eşikler de zorluklar da olduğunu belirtti. Bu zamana kadar bütün çabalarına rağmen hükümeti kuramadıklarını anımsatan Davutoğlu, "Bütün siyasi partilere çağrıda bulunmak istiyorum, 24 Ağustos günü gelmeden önce yani TBMM içinden bir hükümet çıkamadığı için Cumhurbaşkanımızın erken seçim kararı almasına mahal bırakmaksızın biz görevimizi yapalım. TBMM içinden bir hükümeti, erken seçim kararını da TBMM içinden alarak biz vazifemizi yapalım. Madem hükümet kurulamadı, gelin erken seçime Cumhurbaşkanının kararı ile değil 7 Haziran'da her biri asil milletvekillerinden oluşan TBMM'nin manevi hukuki şahsiyetiyle yürüyelim. Seçime giderken milletimize, 'sizden aldığımız emaneti tekrar size geri getiriyoruz' derken emaneti alan milletvekillerinin oylarıyla, kararlarıyla gidelim. Cumhurbaşkanımın kararıyla değil" dedi.
-"CUMA SONRASI BİR ARAYA GELELİM"-
Koalisyon görüşmelerini derinlikli olarak yürüttüğü Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye çağrıda bulunan Davutoğlu, "En kısa zamanda nerede ve hangi şartlarda olursa olsun bir araya gelmeye hazırım. İstedikleri mekanda, istedikleri süre ile, istedikleri gündemle bir araya gelemeye hazırım. Yeter ki millet 'bizim emanet verdiklerimiz görevden ve sorumluluktan kaçtı' demesinler. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile üçlü olarak oturmaya erken seçim için gerekli olan zemini yasal ve anayasal zemini konuşmaya, hangi düşünceleri varsa bunları tek tek ele almaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bugün Perşembe, yarın Cuma. Sayın Bahçeli hep mübarek Cuma sonrasından bahsetti birçok atıfla. Mübarek Cuma sonrasında milletimizin çağrısına uyarak nerede istiyorlarsa buluşalım. İsterlerse Hacı Bayram'dan birlikte bir yere gideriz, İlk Meclis'e gideriz. İlk Meclis'in odasında buluşalım. 23 Nisan 1920 bilinciyle ve şuuru ile buluşalım ve 'Meclis bunu çözer' diyelim. Oturalım konuşalım" dedi.
-"ŞİMDİ ŞEHİTLERİMİZE GEREKLİ SAYGIYI GÖSTERMEYEN HDP"-
HDP'ye ilk ziyareti yaptığını belirten Davutoğlu, "Şimdi şehitlerimize gerekli saygıyı göstermeyen, terör örgütlerine açık övgü düzenlere böyle bir çağrıda karşılığı olmadığı kanaatindeyim. Onların da bu günler de başak sözleri söylüyorlar. Kendi milletvekili listesi dağda hazırlananlar, kendi iradeleri ile bir caddeden başka bir caddeye geçemeyecek olanlar bize irade hatırlatmasında bulunuyorlar. Biz irademizi de nereden alacağımızı biliriz, gücümüzü de nasıl kullandığımıza da cümle alem şahittir. Geçici diye anılan bu hükümet son 30 yılın en kapsamlı terör operasyonlarına karar vermiştir ve o talimatlar Başbakanlık, benim şahsi imzamdan çıkmıştır. Bu cesur kararları almaktan çekinmeyenler kimsenin tehditkar dillerine kulak asmaz" dedi.
-"SEÇİMDE KAYBETSEK DAHİ"-
Genel Başkanların bir araya gelmesini isteyen Davutoğlu, "Bunun olması durumunda milletimize ümit geleceğini, ekonomik istikrar anlamında liderlerin bir arada verdiği görüntünün dahi ekonomiye cansuyu olacağını, terörle mücadele bağlamında da bütün o terörist odaklara en iyi cevabı teşkil edeceğine inanıyorum. Sadece, o resmin verilmesi ve o resmin gereğinin yapılması bile, bu partilere millet önüne giderken vazifesini yapmış bir şekilde gitme imkanı sunar. Bu yapılmaz da polemiklerle 'AK Parti'yi köşeye sıkıştırayım, Cumhurbaşkanlığı makamını tartışmaya açarak seni başkan yaptırmayacağız' söyleminden sonra şimdi 'Cumhurbaşkanlığı makamı üzerinden yeni bir siyasi kampanya başlatarak seçime gideyim' diye hesaplar yapılırsa, millet bu çağrılara kulağını tıkayanlara, sandıkta dersini verir" diye konuştu.
"Dün CHP'den de benzer bir açıklamanın gelmesinden açıkçası büyük üzüntü duydum. Şundan zannedilmesin bu üzüntü. Kimse gelmezse gelmesin, biz ne denirse denilsin bu ağır sorumluluğu üstleniriz, bedeli ne olursa olsun teröre karşı milletimizin bekası için verdiğimiz mücadeleyi yürütürüz. Seçimde kaybetsek dahi alınması gereken karardan bir an dahi feragat etmeyiz. Çünkü, seçimler nihayet milletin kaderinin en iyi şekilde tecelli etmesi için yapılır.
Şöyle zannediyorlarsa, 'Bu yolla AK Parti zayıflatılır'. Biz, seçim gününe kadar tek başımıza olsa da sürdürürüz ve ülkeyi hükümetsiz bırakmayız, sorumluluğumuzun gereğini yaparız, sonra da milletimize bunu anlatırız" değerlendirmesinde bulundu.
-"ANAYASAYI TANIMAMAKTIR"-
Seçim hükümetine üye vermeyeceğini açıklayan CHP ve MHP'ye seslenen Davutoğlu, "Burada anayasa parti gruplarına bu görevi vermişken, yani 'ülke hükümetsiz kalmasın. Hepiniz burada temsil edilin' demişken, anayasanın bu hükmünü yok sayarak, anayasanın bu hükmünü sanki mülga gibi ilga edilmiş gibi addederek 'ben, buna katılmıyorum' demek, anayasayı tanımamaktır, anayasaya saygı göstermemektir. Her fırsatta anayasal çizgiye davet ediyorsunuz sonra Anayasa, size diyor ki, 'Bu hükümette yer alın', siz de diyorsunuz ki 'ben, yer almam'. Niye, almıyorsunuz? Çünkü, 'şu partiyi beğenmedim' diyor MHP, Ben onla yan yana durmam.' Meclis'te duruyorsunuz. Hatta İç Güvenlik Yasası'nda nasıl işbirliği yaptığınızı biz çok iyi biliyoruz, geçmiş dönemlerde. Anayasa'nın hükmü bu" dedi. (ANKA)
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.