Kalça ekleminin anatomisini oluşturan uyluk kemiğinin üst kesimindeki baş ve leğen kemiğinin bu başı adeta içerisine alan yuva olarak tanımlanabilecek kısımlarıdır. Uyluk kemiğinin başının şekli neredeyse bir küreyi andırır. Leğen kemiğinin yuva kısmı, bu kürenin beşte birini içine alacak derinliğe sahiptir. Kürenin leğen kemiğinin içine girmeyen kısmını ise leğen kemiğinden dışa doğru uzanan, labrum (dudak) adı verilen bir yumuşak doku örter. Kalça ekleminin uzun yıllar sorunsuz bir şekilde fonksiyon görebilmesi için bu örtünme miktarının normal olması gerekmektedir. Bu dengenin, başın yetersiz derecede örtülmesi veya aşırı örtülmesi tarzında bozulduğu durumlarda başa gelen anormal yükler nedeniyle orta yaşlardan sonra kalça ekleminde de birtakım bozulmalar görülebilir.
Her eklemde olduğu gibi, kalça ekleminde de kemik yüzeylerin üzeri kıkırdak adı verilen bir doku ile kaplıdır. Kıkırdak dokusu sayesinde hareketler esnasında hiçbir ağrı hissetmeyiz ve eklemin hareketi rahat ve sessiz bir şekilde gerçekleşebilir. Kalça ekleminin kireçlenmesi adı verilen hastalıkta, eklem yüzeylerindeki kıkırdağın kalınlığında incelme ve zaman içerisinde de kıkırdak dokusunda kayıp gelişir. Kireçlenme hastalığı başlangıçta hafif olarak başlar ve süreç içerisinde yavaş yavaş ilerleme gösterir. Başlangıçta kıkırdak tabakasıyla sınırlı olan hastalık, süreç esnasında kıkırdak altındaki kemik dokuları da etkilemeye başlar. Hastalık ilerledikçe uyluk kemiğinin küresel yapısında da bozulma olur ve adeta mantar şeklini alır.
Kalça eklemindeki kireçlenme hastalığının en sık sebepleri; örtünme problemleri, genetik olarak kireçlenmeye yatkınlık ve iltihaplı romatizma hastalıkları olarak sayılabilir. Geçirilmiş kalça eklemi kırık, çıkıkları ve avasküler nekroz gibi kalça kemiğini ilgilendiren birtakım hastalıklardan yıllar sonra da kalça ekleminde kireçlenme hastalığı görülebilir.
Kalça eklemi kireçlenen bir hasta, özellikle yürüme ve aktiviteyle artan kasık bölgesinde hissedilen bir ağrıdan şikayet eder. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte kemik yapıların deforme olmasıyla, ağrı şikayetine hareket kısıtlılığı şikayeti de eşlik etmeye başlar. Bu durum kendini günlük hayatta çorap ve ayakkabı giymek, çömelmek gibi aktivitelerden zorlanma olarak belli eder.
Kalça eklemi kireçlenmesinin tedavisi de hastalığın evresine göre değişkenlik gösterecektir. Kıkırdaktaki bozulmanın hafif olduğu erken dönemde, eğer kalça ekleminde örtünme ile ilgili bir problem var ise, bu problemin cerrahi olarak çözülmesi ile kireçlenme hastalığının ilerleme sürecini değiştirebilmek mümkündür. Eğer uyluk kemiği ve leğen kemiği arasındaki uyumsuzluk az bir miktarda ise, bu uyumsuzluk kapalı yani artroskopik yöntemlerle erken dönemde tedavi edilebilir.
Uyumsuzluğun ileri düzeyde olduğu hastalarda uyluk kemiği veya leğen kemiğine yönelik yapılacak düzeltici ameliyatlarla bu uyum optimum düzeye getirilerek kireçlenme hastalığının ilerlemesi engellenebilir. Eğer uyluk kemiği ve leğen kemiği arasındaki uyum geri dönüşü mümkün olmayacak bir şekilde bozulduysa, kalça ekleminde ağrısız bir şekilde eklem hareketini sağlamak, her iki eklem yüzeyinin kaplanması ile yani kalça eklemi protezi ameliyatı ile mümkün olacaktır. Protez cerrahisinin amacı, hastaların bütün aktivitelerini rahat bir şekilde gerçekleştirebilmelerini sağlamaktır.
Doç. Dr. Nevzat Selim Gökay
www.orthorom.com
https://www.instagram.com/ortho.rom
https://www.facebook.com/OrthoRom/