Memleket Partisi Muharrem İnce Haber Global'de Siyaset Özel programına katıldı. Gündeme dair açıklamalarda bulunan İnce son günlerin en çok tartışılan konusu asgari ücretle ilgili, "Asgari ücret 5 bin lira olmalı. Vergilerden de muaf tutulmalı." ifadelerini kullandı.
Muharrem İnce'nin açıklamalarından satır başları:
Medyanın önemli bir kısmı iktidar tarafından geri kalanı da muhalefet tarafından yönetiliyor. İktidar medyasında muhalefeti eleştirirseniz yer alabilirsiniz ancak. Beni buraya davet ettiniz, yayını kesmeyin, yoksa giderim.
Ekonomimiz gerçekten zorda. Bazen Allah'ım aklıma sahip çık diyorum. Birisi çıkıyor herkes birini işe alsa işsizlik çözülür. Muhalefet her muhtara bir özel kalem müdürü diyor. Marketlerdeki fiyatlar neden pahalı? Bir gübre pahalı. Çünkü amonyum sülfat yüzde 41 artmış. ekim alanları yüzde 11 azalmış. Köprü pahalı, otoyol pahalı, doğal gaz pahalı. Bunlar pahalı olunca diğer ürünlerin pahalılaşmaması mümkün değil. Muhalefet, deftere yaz ben gelince önderim değil de bunlardaki KDV'yi düşür dese, indirimler yap der ki, yoksulların gıda fiyatları ucuzlasın. Bu bir öneridir. Marketleri suçlayan Erdoğan, deftere yaz diyen Kılıçdaroğlu, indirim yapın diye Bahçeli hepsi de bir şekilde iktisat okumuşlar. Allah'tan fizik okumamışlar! Bu sorumsuzca örnekleri şaşkınlıkla izliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her açıklaması çelişkili. Seçimle Erdoğan da gelse kim gelirse gelsin seçimle gelen MB'ye müdahale etmemelidir. Yeniden seçilmek isteyeceği yanlış yönlendirebilir. Bu sebeple bağımsız olmalıdır. Yeniden seçilmek için ülke ekonomisini yanlış yönetebilir.
Enflasyon düşmeden faizi düşürmeniz bir işe yaramaz. Bu göstermelik bir iş yaptıkları. Stokçularla mücadele edeceğim, diyor. Şimdi stok ne zaman anılır? Hiper enflasyonun kavramı. Stokçuluktan söz ediliyorsa hiper enflasyon olduğu kabul ediliyor demektir. İnsanlar önlerini göremedikleri zam stok yaparlar. İleride daha çok pahalanacağını düşünerek. Stokçuluğun sorumlusu sensin. Erdoğan'ın kamuoyunda güvenilirliği yok. Dolara yatırım yapan yaya kalır, demişti. Geldi 13 liralara. Şimdi de stok yapmayın derken aslında zihninin arka tarafında insanlara "stok yapın" diyor. Egosu yüzünden memleketi duvara toslatıyor. Ben yüksek faiz taraftarı değilim ama akıllı yapılması bazı işlerin.
MGK'da eğitim alan subaylara da sesleniyorum. "Dış güçler ekonomimizle uğraşıyor", "Ey Aziz milletim Avrupa'ya bakın raflar boş" bunlardan sadece bir tanesi doğru olabilir, ikisi birden doğru olamaz. Biri diyor ki "Kestane balının diyarı Zonguldak'tan sevgilerimi gönderiyorum." Bunun gibi Erdoğan gerçeklikten çıkmış. Şu anda yönetilmiyoruz, savruluyoruz. Erdoğan'ı çevresindeki insanların kandırdıklarını düşünüyorum. Bir kere markete gidiyor, "Fiyatlar ucuz" diyor. Kime göre? İşçiye ucuz mu?
BAE için 15 Temmuz'dan sonra ne diyorduk? "Terörü finanse ediyor" barışıyoruz. Sisi'yle İsrail'le de barışıyoruz. 40-50 milyar dolar harcadığımız Esad'la neden barışmıyoruz? Asıl para orada. Bir yandan dış güçler diyorduk BAE için. Şimdi dostumuz oldu. Saraylarda karşıladık.
Akılsız politikalara MGK da kendini alet ettiriyor. Libya'da var olması mavi vatanı savunmak başka bir şeydir. Bu konuda devletimin yanındayım. Türkiye Azerbaycan'a yardım etmeliyiz. Doğru buluyorum. Ama akılsız politikalarının sonucunu dış dünyaya bağlamak. Almanya bizim batmamızı istemez, BMW üretmemizi de istemez. Batarsak nasıl satacak? Bizim bir dengede kalmamızı sağlar. Aklı biraz çalışan insanların bu oyunu göreceklerine inanıyorum. Dış güçler yeni mi çıktı Allah aşkına? Özal'ın Demirel'in, Ecevit'in Atatürk'ün döneminde yok muydu? Erdoğan'dan sonra dış güçler olmayacak mı? Bu bir bahane olamaz mı?
Artık Türkiye parti devleti oldu. Böyle olunca MGK gibi kurumların da bir fonksiyonu kalmadı. Şimdi MGK için güzide bir kurul diyenler vardır ama bizim için hiçbir zaman olmadı. Buralarda artık tek kişinin kararı söz konusu. Kimin bakan olup olmadığı önemli değil. Geçen üç kişiye bakanları sordum. Sayamayız, dedik. Çünkü bir hükmü yok. Elvan gitmiş Nebati gelmiş. Bir şey değişmiyor. Kim olursa olsun kararı aynı kişi alacağı için. Her yerde bir kişi karar veriyor. Özgeçmişi yeterli de olsa kararları aynı kişi verecek. Ben Cumhurbaşkanı olsaydım, ekonomiye ve dışişlerine kesinlikle iyi pişmiş birilerini, bu işin ilmini görmüş birilerinin gelmesini önemli bulurdum.
Devlet başka onu yönetenler başka. Partili bir cumhurbaşkanı olmaz. Eylülden bu yana döviz konusunda tam 8 kez konuştu. Hepsinde de döviz arttı. Millet İttifakı'nın parlamenter sistemle ilgili güzel bir açıklamasını gördüm. Ama uyanıklık yapıyorlar. Neden siyasi partiler kanunu yok? Niye genel başkanlık devam ediyor. Likayatın olduğu bir kamu düzenini kurabiliriz.
Faiz talimatla düşmez. Bu olmaz. Memleketi batırırsın. Kural bir, hukuku yükselt, faizi düşür. Huzur, hukuk, hakkaniyet, özgür medya, etkin bir yargı, konuşan bir üniversite, kuralların işlediği kamu düzeni ve piyasa ekonomisi, marka üreten bir Türkiye, öncelikli sektörleri belirlememiz lazım. Turizm, sanayi, tarım. Varillerle zeytinyağı satılır mı? Marka üretmeliyiz. Üretim ekonomisini kurmalıyız. Soyayı alıyoruz. Onu işlemeden hayvanlara veremezsin.
Yazılım merkezi olabiliriz. Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olursam o sarayı yazılım merkezi yapacağım. Ben de Çankaya'da oturacağım. "100 milyon turist 100 milyar dolar gelir" bu hedefi koymalıyız. Turistler Antalya, Muğla, İstanbul'a gidiyor. Başka bir yer yok mu? Turistler hep aynı yere gidiyorsa turizm politikası yanlış demektir. Beş yıldızlı bir demokrasi kurmalıyız. Yine bir başka konu. Norveç bizim sekizde birimizdir evet, 1 trilyon dolar varlık fonu. Bunu gelecek nesillere ayırmış. Biz de doğmamış çocukların parasını yiyoruz. Bunu çözebiliriz. Bu inanç bu toplumda var. Kanunla aidat alıyorsunuz. O kanunla topladığın paraları üyelerine dağıtacaksın. Ne odalar ne de iktidar 20 yıldır değişmiyor, birbirlerinden besleniyorlar. TÜİK'e göre enflasyon yüzde 20 gerçeği yüzde 40.
Asgari ücret 5 bin lira olmalı. Vergi de alınmamalıdır. Bir çocuk bezinin tanesi 3 lira. Asgari ücretlisiniz. "Eyvah!", her seferinde 3 lira gitti. KDV yüzde 18. Çocuk bezinden KDV alınıyor. 3 çocuk yap demeyi biliyorsunuz. Sen çocuk yap, yüzde 18 KDV öde, ben saraylarda yaşayayım, halk ekmekte kuyruklar var görüyorsunuz. 50 lira için kuyruklar oluşuyor. Bu durumda yaptığımız iş fırıncıları suçlamak. ÖTV'yi KDV'yi düşüreceksin. Ondan sonra sen bunu konuşursun. 35 senede Türkiye bir bebek bezi sorununu çözememiş Türkiye. Bebek bezinde KDV olmasını ben toplumun utancı olarak görüyorum.
Seçim için artık maksimum bir buçuk sene. Seçim kanunu henüz değişmedi. Öyle ya da böyle seçime gidiyoruz. Ben gençlere bir öğretmen ağabeyleri olarak sesleniyorum, sakın bu ülkeden gitme hayalleri kurmayın. Bu ülke hepimizin. Yurt dışına okumaya gidin ama burayı terk etme hayali kurmayın. Biz bu ülkenin derelerini, nehirlerini koruyacağız. Özgürleştireceğiz bu ülkeyi. İkincisi de sakın şiddete bulaşmayın. İktidarlar muhalefetlerin şiddet kullanmasını ister. Karşı tarafın elinde daha çok güç vardır, sizi ezerler. O yüzden kendinizi ezdirmeyin. Tabii ki eleştiri olacak ama şiddete bulaşmadan. Gençlere çok güveniyorum. Derebeylerini kadınlar yıktı. Kadınlar sayesinde anneler sayesinde derebeyleri yıkıldı.
Abdullah Gül Millet İttifakı'nı birleştirir. Meral Akşener ve ben bastırdığımız için Abdullah Gül'ün adaylığından vazgeçtiler. Yoksa adayları Abdullah Gül'dü. Ben Memleket Partisi adayının demokratik yollarla seçilip aday olarak inşallah ben seçileceğim diye düşünüyorum. Bunun hazırlığındayım. Takip ediyorum. Kılıçdaroğlu vaatlerde bulundu ama adayım demedi. Akşener, "Ben başbakan adayıyım" dedi. Ben en çok aday alan kişinin aday olmasını isterim. Adaylık için Abdullah Gül üzerinde anlaşacaklarını duyuyorum. Acaba cumhurbaşkanı seçmekten vazgeçmek ister mi millet? Bir de bu var. Peşin konuşmak seçimi kazanmadan 360 400'ü geçmeden başbakanlığa aday olursunuz ama millet verir mi bu hakkını geri?
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.