Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile 15 Temmuz Şehitler Abidesi'ne çiçek bırakmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, şehit yakınları, gaziler ve vatandaşlara hitap etti.
"Aziz milletim" ifadesiyle konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü hainlerin kurşunları ve bombaları altında son nefeslerini veren 251 şehidimize bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Aynı gece yaralanarak gazilikle müşerref olan kardeşlerimize Rabbim'den sağlık ve afiyet temenni ediyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amin desin hep birden yiğitler, Allahu Ekber gökten şehitler, amin, amin Allahu Ekber." dizelerini aktararak, şunları kaydetti:
"Bin yıldır Anadolu'yu ebedi vatanımız kılmak için bu toprakları kanlarıyla yoğuran kahramanlar silsilesine katılan 15 Temmuz şehitlerimize borcumuzu ne yapsak ödeyemeyiz. Az önce açılışını yaptığımız 15 Temmuz Demokrasi Müzesi'ni onların aziz hatıralarını yaşatarak gelecek nesillerin bu büyük ihanet kalkışmasını daima hatırlamalarını, ibret almalarını sağlamak için inşa ettik. Biraz gecikmeyle de olsa bu müzeyi milletimizin hizmetine sunarak ülkemizde demokrasi, hak, özgürlük, adalet mücadelesinin öyle kolay kazanılmadığını tüm dünyaya göstermek istedik."
Müzede, 15 Temmuz hadisesinin "Türkiye ve Dünyada Darbeler", "Bir Mermi Tehdidi", "Karanlığa Atılmak", "En Uzun Gece", "İz Bırakanlar", "Sala", "Şehitlere Saygı", "Demokrasi Nöbetleri" başlıkları altında 8 farklı temayla 8 ayrı salonda anlatıldığını dile getiren Erdoğan, "Müzemizde 15 Temmuz gecesi milletimizin sergilediği o direniş ve ertesi gün aydınlık Türkiye'ye nasıl ulaşıldığı dijital teknolojiler yardımıyla ziyaretçilere gösterilecek." diye konuştu.
Müzenin salonları ve diğer üniteleriyle bu büyük mücadelenin sembol mekanlarından biri olacağını söyleyen Erdoğan, "Yaklaşık 66 bin metrekarelik müze bölümü, 57 metreye 75 metrelik elips kubbesi, açık hava vadili 93 bin metrekarelik peyzaj alanı, 809 araçlık otoparkı ile bu eser inşallah şehitlerimizin hatırasını hep yaşatacaktır. Kubbe bölümü dışında tamamının yerin altında bulunması ve dünyada ilk defa tüm kapalı alanların salgın tehdidine karşı ozon teknolojisiyle temizleniyor olması da müzemizin diğer özellikleridir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzenin tasarlanmasında ve inşasında emeği geçen tüm kurumlarla birlikte mimarından mühendisine, işçisine tüm çalışanları tebrik etti.
"Rabbim'den bir daha milletimizi 15 Temmuz gibi imtihanlara maruz bırakmamasını diliyorum." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin benzer ihanetlere uğramaması için FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine; gizli, açık her türlü fitne, fesat odaklarına, varlığımıza ve birliğimize kasteden tüm tehditlere karşı teyakkuz halinde olmayı sürdüreceğiz." dedi.
15 Temmuz'un ardından milletin 27 gün süreyle 81 vilayetin tamamında 24 saat kesintisiz sürdürdüğü demokrasi nöbetlerine katılan vatandaşlara teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu nöbetler ülkemizin istiklaline ve istikbaline göz dikenlere 'topunuz birden gelin' diyerek meydan okuduğumuz bir başka destan olmuştur. İhanet nöbetini FETÖ'nün bırakıp PKK'nın devraldığı, onun bırakıp DEAŞ'ın devreye girdiği, onların yetmediği yerde başkalarının sahne aldığı bu dönemin amacı Türkiye'ye diz çöktürmek, Türk milletini esir etmekti. Bu ihanet zincirinde her şeyi düşünen, her şeyi inceden inceye planlayanlar tek bir şeyi hesaba katmamışlardı, evet, bu büyük oyunu kuranlar Türk milletinin ülkesini ve devletini canı pahasına koruyacağını, en modern savaş araçlarının karşısında göğsünü siper ederek ezanına, bayrağına, Meclisine, Cumhurbaşkanına sahip çıkacağını hesap etmemişlerdi.
Bir şeyi daha hesap etmemişlerdi, o da Rabbimiz öyle buyuruyor 'Ve mekeru ve mekerallah, vallahu hayrul makirin' hesapların üstünde Allah'ın da bir hesabı vardır. İşte Allah'ın hesabı bütün hesapların üstündeydi ve o hesabı bunlar hiç düşünmemişlerdi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin FETÖ'nün veya kendini onun sahibi zannedenlerin değil, Türk milletinin ordusu olduğunu düşünememişlerdi. Bizim milletimiz tarih boyunca sayısız defa 'Her şey bitti' denildiği anda adeta küllerinden yeniden doğarak çok daha büyük atılımlar içerisine girmiş bir millettir. Hamdolsun 15 Temmuz gecesi aynı dirayeti, aynı kararlılığı, aynı azmi, aynı cesareti bir kez daha göstermiştir. Hem de öyle bir göstermiştir ki tüm dünyanın ağzı açık kalmıştır."
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, şehit yakınları, gaziler ve vatandaşlara hitap eden Erdoğan, darbe girişimi gecesinde şehitler tepesini boş bırakmamak için sokaklara çıkan, yolları dolduran, darbecileri önüne katıp kovalayan kahramanlar sayesinde Türkiye'nin geçilmez olduğunun bir kez daha görüldüğünü belirtti.
Elbette her büyük mücadele gibi burada da kayıpların olduğunu, FETÖ'cü alçaklar tarafından şehit edilen 251 kişinin her birinin hikayesinin tek başına bu millete ilham verecek ayrıntılarla dolu bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, "İşte bunlarda birisi de Ömer Halisdemir kardeşimizdi. Kendi yakın çalışma arkadaşlarımdan Erol Olçok bunlardan bir tanesiydi. Prof. Dr. İlhan Varank da bunlardan bir tanesiydi." ifadesini kullandı.
Çeşitli vesilelerle bizzat tanıştığı, görüştüğü kardeşlerinden şehitlik makamına uğurladıklarının olduğunu anlatan Erdoğan, karşıdaki cadde üzerinde pek çok şehidin olduğunu dile getirdi.
Tek bir damlası bile boşa akmayan bu kanları vatan topraklarına vurdukları yeni istiklal mühürleri olarak gördüklerini aktaran Erdoğan, İstiklal Marşı'ndan "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda." dizelerini okudu.
"Allah şahittir, milletim de emin olsun ki eğer o gece darbeciler Marmaris'te veya İstanbul'da, Atatürk Havalimanı'nda karşımıza dikilselerdi şahadete yürümek için bir an bile tereddüt etmeyecektim." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü, havalimanındaki onbinler oraya şehadet için gelmişlerdi. Hiçbir tereddütleri olmadığını gözlerimle görmüş ve o anı yaşıyor gibiydim. Nasıl o gece TBMM'ye ulaşabilen milletvekillerimiz 'Öleceğiz ama burayı terk etmeyeceğiz.' demişlerse, nasıl Genelkurmay ve TBMM önünde, Külliyenin etrafında, Ankara Emniyet Müdürlüğünde, İstanbul'da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde, Üsküdar'da, Saraçhane'de onbinlerce vatandaşımız adeta şehadet sırasına girmişse, nasıl ülkemizin dört bir yanında milyonlarca yürek aynı gaye ile harekete geçmişse, nasıl dünyanın dört bir yanında yüzlerce milyon kalp ülkemiz için duaya durmuşsa, nasıl henüz bıyıkları terlememiş delikanlılardan pirifanilik mertebesine ulaşmış büyüklerimize kadar bir millet topyekun kıyamete kalkmışsa, işte biz de aynı hissiyat içindeydik."
Erdoğan, "şehitler ölmez" ifadesinin kendileri için kuru bir slogan olmadığını, uğruna her şeylerini feda edebilecekleri bir inanç akidesi olduğunu vurguladı.
Her şey gibi şehitliğin de nasip işi olduğunu dile getiren Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"15 Temmuz gecesi bu şerefe nail olan kardeşlerimize gıptayla bakıyoruz. Ne mutlu size, ne mutlu eşlerinize, ne mutlu annelerinize, babalarınıza, evlatlarınıza, ne mutlu, ne mutlu size ki sevgililer sevgilisine komşu oldunuz. Ne mutlu size ki geriden gelecek olanları, cennette karşılayacaksınız. Onları her hatırlayışımızda, geride bıraktıkları emanetleriyle her karşılaşmamızda, gazilerimizle her bir araya gelişimizde aynı duyguyu tekrar tekrar yaşıyoruz. Rabbimiz bize bu makamı nasip etmediğine göre bu dünyada yapmamız gereken işler, yerine getirmemiz gereken vazifeler var demektir. İşte bu anlayışla ve şehitlerimize layık olabilmek için onların uğruna canlarını feda ettikleri ülkemizi güçlendirmek, büyütmek, geliştirmek, vatanımızın bütünlüğünü korumak, milletimizin aydınlık ve müreffeh geleceğini inşa etmek gayesiyle gece gündüz çalışıyoruz, çalışacağız. İnşallah büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşana kadar da durup dinlenmeden mücadeleyi sürdüreceğiz."
Erdoğan, Allah'ın yardımı ve milletin desteğiyle önlerine çıkartılan engelleri birer birer aşarak, tuzakları birer birer bozarak hedeflerine doğru yürüdüklerini bildirdi.
"Kritik yol ayrımlarının çoğunu geride bıraktık. Şimdi önümüzde 2023 hedeflerimize Cumhur İttifakı olarak o bütünleştirdiğimiz son bir eşik var. Onu da aştığımızda artık ülke ve millet olarak yeni bir döneme giriyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye'yi bu seviyeye getirdiklerinde şehitlere layık olabilmenin sevincine ve huzuruna kavuşacaklarını ifade etti.
Türkiye'nin tarihi boyunca pek çok saldırıya, pek çok tuzağa maruz kaldığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletimiz için vatanımızı korumak veya hakkımızı almak gayesiyle mücadele etmek, bu uğurda şehitler vermek adeta ekmek yemek, su içmek kadar tabii şeylerdir. Böylesine büyük bir mücadele müktesebatına sahip millet, gerektiğinde düşmanını affetmesini de gerektiğinde yeni ittifaklar kurmasını da bilir ama bu milletin asla affetmeyeceği bir şey varsa o da kendi içinden çıkan hainlerin yaptığı ihanetlerdir. Bu millet ihaneti affetmez, haini de affetmez, hainlerin arkasında duranları da affetmez. Güya, kendi aklınca onları kullanarak siyasi çıkar devşirmeye kalkan mülevvesleri de affetmez. İşte bunun için diyoruz ki ne olursa olsun FETÖ'nün son ferdi de etkisiz hale getirilene, cezasını çekene, ülkenin ve milletin kazan defterinden düşürülene kadar mücadelemiz sürecektir. Bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum. Millete silah çekenin, milletin kanını dökenin, milletin bayrağına ve ezanına göz dikenin, milletin geleceğini karartmaya kalkanın affı da olmaz müsamahası da olmaz. Devleti karanlık mahfillerin emrine sunmak için çalışanın affı da olmaz müsamahası da olmaz. Ülkenin geleceğini karartma pahasına kendine veya içinde yer aldığı gruba ikbal devşirme peşine düşenin affı da olmaz müsamahası da olmaz. Gerekirse kan kusar, kızılcık şerbeti içtik deriz. Ama ülkemizi ve milletimizi böyle bir ayıbın içine sokmayız.
Dışarıda veya içeride her kim FETÖ'cülerle, PKK'lılarla veya diğer terör örgütleriyle ilgili hak, hukuk, adalet edebiyatı yapıyorsa bilin ki kafasının arkasında ülkemiz ve milletimizle ilgili karanlık bir amaç vardır. Bize bu şekilde nasihat çekenler var. O nasihati kendinize saklayın. Biz ne yaptığımızı, ne yapacağımızı gayet iyi biliyoruz. Paraları yokmuş, paraları kalmamış. Onların paraları stoktadır. Onların nerede, ne olduğu bellidir. Bu bizim defalarca deneyerek doğruluğunu gördüğümüz şaşmaz bir ölçüdür."
Açılışı yapılan 15 Temmuz Demokrasi Müzesi'nin ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, eserin ortaya çıkmasında emeği geçenleri tebrik etti.
Erdoğan, "Pazartesi, salı bir Kıbrıs yolculuğumuz olacak. Devlet bey ile birlikte geniş bir ekip inşallah orada olacağız. Kurban Bayramı namazımızı da Kuzey Kıbrıs'ta kılacak ve merasimlere orada katılacağız. Yolumuz açık olsun, bayramımız şimdiden mübarek olsun." dedi. (AA)
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.